O kadar dolmuşum ki
seninle bir damlacık dahi yer yok başka bir kimseye!
Herkes başka kalbe doğru ilerlesin, sormasın kimse neden bu kalpte yer yok diye!
Sen Rabbim' den bana en güzel hediye...
Seninle doluyum işte, sana deli doluyum.
Sana yaşıyorum işte, seninle doyuyorum.
Aşkımı beyan ediyorum.
Herkes duysun istiyorum.
Bilsin.
Açıyorum ellerimi semaya başlıyorum
duaya 'Rabbim onu bana bağışla!'
diye. Rabbim'den niyazım sensin her iki cihanda, sensiz ziyandayım biliyorum
geçen her anda! Hizaya çekilmişim terbiye edilmek üzre bu aşkta. Canım sensiz
cezada ya da cehennemde! Topluyorum kendimi sende, yokluyorum kalbimi bende mi
diye!
Kim dolduruyor biten kadehleri? Ben
yokluğunu içiyorum şişe şişe! Bana sen lazım daha. Şarap bana neylesin? Kahroluyorum,
mahvoluyorum. Kadeh kadeh yalnızlığı içiyorum. Hep sarhoşum sana, hep hoşum.
Doldur kalbimi meyhaneci onunla, içeyim bir nefeste!
Aşk sarhoşluğuyla haykırdı adam "Hüzne meylim var kucak kucak. Kaçasım
var sana dört nala köşe bucak. Varasım var sana çabucak. Yanasım var sana kuru
ağaç!"
Rabbimden dileğim sensin.
Budur isteğim.
Sana yazıyorum bunu, ithafım sanadır.
Gör istedim iyice kendini bende.
Kör olma bendeki sana!
Bil beni, bendeki seni!
Öncesi ve sonrası yok bu aşkın, ezelden
kulağım sesine aşina! Kalbim kalbine taşına...
Bilmez ki o yâr onu nasıl da sevdiğimi? Kalbimin içini gösteren bir teknoloji yok ki! Hem nasıl bilsin, değil mi? Kalbim zaten onun kalbi! İnsan kalbini göremez ki! Sevdiğini görür diye kalbi o da o an durur.
Aklımdan geçeni belgeleyen bir cihaz henüz icat edilmedi. Bu yüzden aşkımı sana karşı olan icadım olarak kabul et! Sen tarihine geçmek için bundan daha uygun bahanem yok. Hem aşk kalpte olunca akıl tatile çıkarmış. Mantık kaybolurmuş. Akıl beni sana getirmeyecekse at gitsin çöpe...
Bilmez ki o yâr onu nasıl da sevdiğimi? Hiç gözlerimin içine bakmadı ki! Çarpılmadı ki! Bir baksa aşkı kazıyacak yüreğine! Nakşedecek beynine! Aşkedecek ömrüne! Şükür olsun aşkıma! Bereket olsun aşkıma!
Bir bilse gözlerimin nasıl da ona hayran
olduğunu... Ona baktığında onda nasıl kaybolduğunu.. Nasıl da başkasına kör
olduğunu... Gözlerim kalbimin ona açılan kapısı...Açsam gözlerimi, söylesem
sevdiğimi...
Elimi tutmadı ki! Bir tutsa; yer yerinden
oynayacak, kıyamet kopacak, dağlar düz olacak, sular ters akacak, güneş düşecek.
Bir tutsa elimi...
Sesimi can kulağıyla duymadı ki! Duysa bir kere alem müziğe doyacak, kalpler yeniden fethedilecek! Bilse! Nasıl da ağaç ağaç yeşerdiğimi, çiçek çiçek açtığımı, burcu burcu koktuğumu, onsuz dal dal kuruduğumu, yaprak yaprak düştüğümü, yok olduğumu...
"Bilmez ki yâr Allah'tan niyâzım
dâim O'dur
Bir
gün gelir, yâre yâr olmak da nasip olur."