KOBANİ KAPANI

Dost ve müttefik olarak bildiğimiz ülkeler son günlerde IŞİD saldırılarına karşı, Türkiye’yi Kobani’ye kara hareketine ikna etmeye çalışıyorlar. Hatta büyük baskı uyguluyorlar.

Buna karşılık kendilerinin riskli olduğu için kara harekâtında bulunmayacaklarını, sadece hava harekâtıyla yetineceklerini açık açık ifade ediyorlar.  

 Türkiye’ye karşı yıllardır terör uygulayan ve 40 bin vatandaşını katleden PKK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD’nin Kobani’de IŞİD terör örgütü tarafından sıkıştırılması, müttefik olduğumuz ABD ve batı dünyasını ayağa kaldırdı.

Peki, bu hassasiyet nereden doğdu birden bire. Suriye’de zalim Esed tarafından iki yüz bin insan katledildi sesiniz çıkmadı. Suriye’nin en büyük ikinci kenti Halep vb şehirler yerle bir edildi, on binlerce insan katledildi hiç oralı olmadınız. Görmediniz, duymadınız, bilmediniz, kılınız bile kıpırdamadı. Bunları hatırlatmakla IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını hoş gördüğümüzden değil.

Burada bir art niyet olduğunu ifade etmek istiyorum.  Amaçlanan Türkiye’nin önünü bir şekilde kesmek, istikrarsızlaştırmak, karıştırmak ve çözüm sürecinin önünü tıkamaktır diyorum.

Niyetleri Türkiye’yi kurdukları Kobani kapanına(tuzağına) kıstırarak bu hedeflerini gerçekleştirmektir. Bu ne dostluğa ne de müttefikliğe sığar.  

Demezler mi adama. O halde Kobani’yi kara harekâtıyla siz kurtarın.

Hayır olmazmış. Sebebi, riskliymiş ve çok kayıp verirlermiş.

Bire utanmazlar. Sizin Corc’un, Maykıl’ın, Hans’ın canı canda Mehmet’in canı can değil mi?  

Dünyanın en güçlüleri olarak IŞİD’e karşı koalisyon kurdunuz.  Bu gücünüzle isterseniz yirmi dört saatte IŞİD’i temizlersiniz.

Çünkü IŞİD’i kuran sizsiniz, bilen sizsiniz, yöneten sizsiniz, en gelişmiş topu, tüfeği, füzeyi de veren sizsiniz. Ama amaç başka.

Netice itibariyle tüm baskılara rağmen Türkiye’yi Kobani’ye sokamadılar, kapana bastıramadılar.

O halde başka yöntem denemeliydiler. Sonunda onu da denediler.

Ne yaptılar?

Öyle propaganda yaptılar ki, sürekli IŞİD’i Türkiye’nin desteklediğini iddia ettiler. Böylece Kobani’nin IŞİD tarafından kuşatma altına alınmasını ve Irak’ta yaptığı katliamları Türkiye’ye yüklemeye çalıştılar. Bunda belli oranda başarılı da oldular.

Gördük ki içimizdeki bazı kesimlerde buna dört elle sarıldı. Maalesef Türkiye’yi mahkûm etmeye çalışanların safında yer aldılar.  Onlarda aynı şeyleri dillendirmeye başladılar. Kobani’den kaçan 200 bin mülteciye sadece Türkiye kucak açtığı ve yardım ettiği halde.

Türkiye’deki beşinci kolları olan PKK terör örgütünü ve siyasi kollarını devreye sokarak terör yanlılarını sokaklara döktüler.  Tam bir klasik İngiliz projesi.

Böylece PKK ve PYD yanlıları Kobani’deki yenilgilerini gündemden uzak tutmak amacıyla Türkiye’nin altını üstüne getirmeye çalıştılar.

Terör örgütü yanlıları emre amade kendi ülkelerini, şehirlerini yakıp yıktılar, hemşerilerini, komşularını ve emniyet mensuplarını öldürdüler. Otuzun üstündeki vatandaşımızın hayatını söndürdüler.

Bakalım bu sorumluluğun altından nasıl kalkacaklar.

Yetmedi bu terör örgütü ve uzantıları Türkiye’ye karşı otuz seneden beri terör yaparak on binlerce vatandaşını katlettikleri halde, utanmadan Türkiye’den IŞİD’e karşı destek istiyorlar. İlginçtir BM temsilcisi de aynı isteklerde bulundu.

Bu da yetmedi Kobani’ye destek olmak için Kandil-Kobani arasında koridor açılmasını ve PKK teröristlerinin Kobani’ye desteğe gitmelerini talep ediyorlar. Allah’ım sen aklıma mukayyet ol.

O da yetmedi ABD ve batılı güçler gibi onlar da Türkiye’nin Kobani’ye karadan müdahale etmesini istemeye başladılar. Hani düne kadar Suriye’ye, Türkiye’nin müdahalesine karşıydınız.

Netice itibariyle sahiplerinin plan ve projelerine figüranlık yaparak Türkiye’ye karşı Kobani kapanı kurmaya çalıştılar.   

Öyle inanıyorum ki Türkiye, bu Kobani kapanına da yakalanmayacaktır. Çünkü artık kapanların nasıl kurulduğu konusunda hem bilgi, hem de tecrübe sahibi oldu.

( Kobani Kapanı başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 14.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.