Asrın değişmeyen coğrafyasında 

Ayaklar baş, başlar ayak olunca

Zulüm kılıcını yaman çalsa da

Eyvallah demedik kula kulluğa 


Giyinip asalet elbisemizi

Şiire bandırdık kalemimizi 


Ağıtlar, sürgünler,muhbir yüzleri 

Canımızdan usandırdı  bizleri

Yaşadık ölmeden  kor cehennemi 

Tutmaz oldu yüreğimizin dizleri 


Umut rüzgarıyla açıp yelkeni 

Bandırdık şiire kalemimizi .



Yiten canlar ile kanayıp durduk

Bütün saatleri acıya kurduk 

Kederi şişeye kadehe vurduk 

Ne intikam aldık ne hesap sorduk


Üstümüzde sağır dilsiz gökyüzü 

Şiire bandırdık kalemimizi .


Bir acı kahvenin kırk yıl hatrına 

Can simidi gibi sarıldık dosta 

Kazık yedik günde belki üç posta

Acemi çıraktık olduk baş usta .


Vurmak için taşlara serimizi 

Şiire bandırdık kalemimizi .



Gün oldu aşk ile yandı canımız 

Hasreti soludu hep sol yanımız 

Talan oldu yediveren bağımız 

Yağmura karıştı gözyaşlarımız 


Susturmak için  vesvesemizi

Bandırdık şiire yüreğimizi .


Mutluluğa ramak kala kaçırdık

Hayal yüklü ne balonlar uçurduk 

Coşkun ırmak idik akıp durulduk

Hayat yokuşunda koştuk yorulduk


Duysun diye sağırlar sesimizi 

Bandırdık şiire kalemimizi .


MÇK

( Şiire Bandırdık Kalemimizi başlıklı yazı Şiir Yürekli tarafından 25.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.