Omar Giresun’un Keşap ilçesine bağlı
Armelit semtinde bir köyde yaşamaktadır. Yaşadığı köy kestane ormanlarının
hemen önündedir. Omar tek kırma 12 numara bir av tüfeği vardır. Bununla her
attığını vurmaktadır. Güz günlerinde Tarla ve bahçelere zarar veren yaban
domuzu ile köylü baş edememektedir. Omar tek kırması ile hedefine düşen yaban
domuzlarını hiç aksatmadan vurmaktadır. Her ne kadar yaban domuzlarını vursalar
da domuz çok ürediği için sürekli çoğalmakta ve sürüler halinde
dolaşmaktadırlar. Omar dan başka köyde
yaban domuzu avlayan bir çok insan vardır. Domuz avlamanın Çeşitli yöntemleri
vardır, domuzun geçeceği yerlere telle hazırlanan tuzaklar kurarak, “tehlikeli
olsa da çıplak elektrik kabloları “ çekerek ( yakın köylerden birinde bir
seferinde bu yöntemi kullanayım derken sabah kablonun fişin çekmeyi unutan ev
kadını bahçeye gidiyor ve çarpılarak hayatını kaybetti) bu sistemi kolay kolay kullanan olmuyor. En
garantisi av tüfeği ile vurmaktır.
Omarın yakın komşularından Almanya da
çalışan Selami Bey heves etmiş kendine bir tane çift kırma süper pouse on iki
numara av tüfeği almış; fakat fırsatını bulup onunla avlanmaya gidememiştir.
Omarın tek kırma ile avlandığını görünce “Omar bu tüfeği hiç kullanmadım heves ettim
aldım amma avlanmaya fırsatım olmadı, sen tek kırma tüfekle yaban domuzu
avlıyorsun bun sana vereyim bir mermi atan silah nerede iki mermi atan silah
nerede biri ile atıp düşüremezsen domuz seni parçalar al bunu” der ve çifteyi
Omara verir.
Omar çifteyi alır bir iki deneme atışı
yapar bakar güzel şimdi elindeki tüfeğin menzili de uzun aklından domuza
yanaşmada da bu işi bitiririm diye düşünür. Birkaç defa düşündüğünü
gerçekleştirir uzak mesafeden de yaban domuzunu vurabilmektedir.
Bir gün köyün düzlük kısmında domuzu görür.
( tarladan mısırlar biçilince sapları toparlanarak yere dikilen uzun bir ağacın
etrafına sarılarak otlu dediğimiz küme yapılır burada mısır veya ot bozulmaz,
bu küme kışın karın altında açılır ve hayvanlara yiyecek olarak verilir) Omar
bir otluk kümesini üzerine çıkar oradan gördüğü yaban domuzuna ateş eder,
domuzu vurur amma hayvan düşmez; Karşı köyde yüksek bir yerden köylüden birkaç
kişi de Omarı seyretmektedir. Yaralı domuz hızla Omarın bulunduğu olluk ağacına
doğru gelmektedir. Omar ikinci mermi ile onu düşürürüm diye düşünü tüfeği
domuza doğrultur tetiğe basar amma mermi parlamaz tekrar bir daha basa yine
olmaz. Bu arada domuz otluğu sallayarak Omarı düşürmeye uğraşır. Köylü olayı
seyretmeye devam etmektedir. Derken domuz Omarı otluktan düşürür. Omar dengeli
davranarak domuzun sırtına atlar hayvan bu sefer çılgın gibi otluk ağacını
etrafında dönmeye başlar Omar sırtında kulakları Omarın elinde bir on beş
dakika dönerler.
Seyreden köylüler “Omar bu sefer
bu domuzu ehlileştirecek her halde baksana domuzu at gibi koşturuyor” diye
şakalaşırlarken domuz yönünü ormanlığa çevirir Omar sırtında ormana dalar.
Aslında köylü işin farkındadır “şimdi Omarın işi zor “ derler ve acele ile o
taraf hareket ederler. Varırlar bakarlar ki Omarın her tarafı kan içinde ve
kımıldayacak hali yok domuz yüz metre aşağıda derede ölmüş. Omarı alırlar
hastaneye götürürler Omar on beş gün hastanede iki ay da evde yatakta kalır.
Onu seyreden köylüler Omarı ziyarete geldiklerinde “Omar seni bir kere otluk
ağacın tepesinde gördük birde baktık ki domuza binmişsin domuz sefası
yapıyorsun vallahi bizi de heveslendirdin keyifli oldumu bari” dediklerinde
Omar “ siz dalga geçin başka çaremi mi vardı.
Beni önüne alsa azı dişleri ile param parça ederdi. Bana sorsanız ucuz
kurtuldum. Benim neyime gerek çifte kırma tüfek az daha ölüyordum” demektedir.
Omar artık domuz avı yapmamakta “ ben dersimi aldım” demekte