“-gerçekden yıllar yılı hep orayı düşündüm
arka tarafa bi pencere aşmalı”
“-ön yanna çiçekler dikmeli
aynı Yaseminnerin balkondakı çiçeklerden
höyle aşşa do(ğ)ru sarkmalı
çiçek açan dalları
çiçekleri sulama mahanasıyınan
budama mahanasıynan
çiçeklerinden dal isdeme mahanasıyınan
“çiçek göçürme” mahanasıyınan
finde verme mahanasıyınan”
“-geliyokan hep Yasemini düşündüm
“garibim” hinci neydiyodur, zavallı
gene balkonda
oya işlemiş durmuş mudur
gaşdığımı ö(ğ)renmişmidir
her zabahkı ğibi
mutfaklarının pençeresini açıp
bizim işyerine doğru,
marağınan bana bakmış mıdır
gece ışığı yakıp yakıp söyündürmüş müdür
balkondakı kerevete oturup
elindeki oyayı işlemeyi unudup
benim ip çuvallarını
sırtlanmamı beklemiş midir
içi gakmış mıdır
gene yazmasını
boynunun arkasından bağlamış mıdır
omuzlarına dökülen sarı saşlarını
ensesinde toplamış mıdır
memlekete ğetdiğimi
ne zaman
nasıl
kimden öğrenmişdir
Feyzi Ağbiye sormuş mudur
Sırra gadem basdığımı ö(ğ)renince neytmişdir
belki geri varcağmı ummuşdur
belki bizim ora işe giren biri olduysa,
öyle ya; beni zannetmişdir
emme çuvalları yüklenmesinden
ben olmadığımı fehmetmişdir
o galdıramamışdır tabii benim gibi
ilk gördüğünde içi gakdıydı ğızca(ğı)ın,
yavıklım Yasemin..
içi ga(l)kardı
ben ufacık bişiyin
emme balle çuvalı iki ğatımıdı
emme “bana mısın” demezdim
omuzladım mıydı
iki ğat (y)okarı
merdimennerin sonuna doru varalakdan
dizlerim titiremeye başlardı
emme gene de “yeğitliği elden bırakma”zdım
emme bobası
bobası garşı fabırkanın gece bekcisi
len zati fabırkanın her tarafı örülü çivili telinen
bekçi ne boka yarayo bilmen
emme adam geceleri dolaşır
sahatları ğurardı
neyeyse?
bizim oraya da dik dik bakardı
bir kaş sefer Yaseminin pençeresine
dalmış getmişikene yakalandımıdı
adam çekse vursa haklı
“namıs meselemesi”
“cinayet sebebi” hazırıdı
“hırsızlığ uçu gözetleyodu” dese
ganun ondan hesap mı sorcak
emme öyle deği..
adamca(ğı)z
“-bu çocuk böyle çalışırısa
ilerde çok fabrıka sahabı olur
buna ğızımı vermeyen de
aylak aylak gezen
elinden hiş bi iş gelmeyen
paflikator,
patıron çocuklarına mı vereyin” demiş ya
“hazıra dağ dayanmazımış” da
Feyzi Abi hep söyleridi
Feyzi Abi
“-ülen Memet! düğünüzü de ben yapacan
..ına ğoyan
işyerinin üsdünene bi ğat çıkarız
kira-mira da vermezsin
tapısını da sana alırız,
elettiriğe de para vermen buradan bi fiş dakarız
oooohhhh ne ır(ah)at valla
yan gel yat, asına sata(yı)n
zati anası da gızının
uzağa ğetmesini isdemez canım
………………….
ulen o(ğ)lum ne şanslısın
……… oooof of
ülen gapba felek bu sene hep sana hızmat etdi
ne şanslısın o(ğ)lum valla
sana bi piyango çekdirecen
anasına satayın taa
nere ğederse ğetsin ikibuçuk lira
dün köyden geldin
böğün iş sahabısın
yarın İsdambulun en gözel gızını alacan
bi de bana bak!
senin gibi genş değilin, beker değilin ki
gayınboba malına gonca(ğı)m
bi patıron gızı ala(yı)n desem
getmiş bi de bok yeycek gibi
köylük yerden evlenmişiyin
tıh teber şah-ı merdan
………………..
yetmez;! üş dene de sıpa
cekedini üsdüne at gebe galıyo
dinine yandımın garısı
ah ulen Memet
senin yaşındayakana benim elimden dutup da
getiren biri olsaydı hu İsdambola
var ya! dünyanın ..ına ğordum valla
İstambolun yarısını alıdım
emme sen;!!
…………..
“ağaç yaşıkan eğili(r) demişler” misali
hinci bile benden fazla usdasın
bi eğsiğin müşderiler emme
üsdüne üstlük müşderilerin de
hepiciği seni seviyo hıyara(ğası)
oca(ğı)ma incir ağacı dikdin len kerata!
..
valla-billa mahvolduk
“ne ğadar dıgkatlı çocuk
bin kere maşşallah
hiş ip gopartmamış
Memet geleli beri
senin işlerin galitesi artdı” deyollarımış
Feyzi Abi öyle deyo
..
“-böyle ğederse
bu çocuk senin işini elinden alı(r)
kendi işini gurarsa da
gusura ğalma biz onu tercih ederiz epap
tamam sen eyi-dürüs i(n)hsansın emme
dosluk başga
ala-vere başga
önşe galite” derlerimiş..
Feyzi Abi öyle deyo
“-ülen olum sen benim oca(ğı)ma
incir dikecen yau
hu yaşdan sonura
elimden başka bi işde ğelmez kine
de(ğir)mana çırak mı duracan gay(r)ı
belki beni yanına alısın?
ne de olsa usdanın
İsdambola gelmene sebeb benin
sana bu usdalığı veren benin
da(h)a ne isdeyon len
puşt!”
Feyzi Abi böyle deridi
çok mert bi adamıdı
beni çok severdi
tabi ben de onu..
gerşi başga kimse yoğudu ku bildiğim,
kimseynen gonuşdurtmazdı ki
birine “mer(h)aba” deyceğ olsam
işine bak derdi
azarlar gibi
sonura o gosgocaman adam
yanıma ğeli(r)
omzuna elini ğor
sesi kısılı(r)
dokunsan, bişi desen a(ğ)laycağmış gibi
gözlerini gaçırı(r)
“-sen bana en birinci epabımın emanetisin
saçıyın kılına helal gelsin isdemen
bi sıkıntına gönlüm ırazı gelmez”
..
sonura zertelir
“-o(ğ)lum biliyon mu adam kim
burası İsdambul
soyarlar
yankesicidir bunar
her işlerinde bi hayınnık vardır
yonanı burda
ermanısı burda
hırsızı burda
..
seni salak, enayi bellerler
elinde(k)hini, avcında(k)hını alıvırlar
zuvudur galırsın
…
da.. neyim varıkı benim neyimi çalacaklar
adım atmaya dermanım mı var..
çok yaşayan deği çok gezen bili(r) derler ya
Feyzi abi bi derya
o hesap
İsdambolu gezmeyen hiş bişi bilmez
…
o gene her zamankı nutuklarından birine daha başlar
selam alıp vermediğin adamdan
zaral gelmez
ce(h)enemin yolunu
iyi dürüs(t) adamlar yapmış
senin benim gibi
hırsız üşkatcıya yapdırsalar
değil mi;
kediye ciğer
hayına silah teslim edilir mi len
eninde sonunda kendi girceği yer
illa bi yere bi hayınnık eder de(ğil) mi”
“-evet abi” derdim dee
ne dediğini annamak farz deği(l)
onu da deyen
buranın ilk şartı “abi” demek
emmi, amca yok
bi(r) de “he ye”
bi tefa bile demedim..
“bi .ikdir edivirise deye gorkuyorun aslında
emme o bana güveni(r)di
Allahı var hinci
“has adamı”
benidim
öyle derdi
“en birinci adamım sensin”
Sülemenin esamesini bile okumazdı,
ne demeğ ise
onun adı “cısdan”ıdı
“..kdiret hu cısdanı”
Feyzi abi
beni bek severdi
“adamın” derdi
DEVAMI YASEMİN