“ebem sağ mıdır ki
bi da görebilcen mi ki.”
“dedem”
“gardaşlarım”
“halamı birine verdiler mi ki
düğününde oynayabilecen mi
bari köyde olaydım düğününde
olur olmaz birine verdirtmezdim
ırazı gelce(ği)m biri olursa amenna
ya da “atbaşı” dutardım
hiş değilise,
hamama giren terleycek helbette
meccane vercek değilizya
ürüsüm böyle
hemi de
böğüne kadak alınandan beş fazla
hakkım; valla söke söke alırın
kimse gusura bakmasın
“hak değirmen damında
ayıp yorganın altında”
deye bişiyler geliyo aklıma
o bitecik halam
valla çobana yabana verdirmen
emme eyi biliyon kim olu(r)sa ossun
köy yerine varırına varmaz
emme ben gapı dutarın
“atbaşı” paramı alırın
köye varsa bile okumuş mamir biri olu(r)sa
bu “eski köy adeti”nden cayarın,
mamirden başlık isdense bile
bide köyümüzün i(n)sanıysa
ayıp olu valla
emme halam benim hediyemi ayırır
sağolsun beni bek sever
ne de olsa ilk yeğenin ya
evde en böyük çocuk
evde yalınız oldumuydu
beni ünner
beni hep guca(ğı)nda yatırıdı
gece boyu üsdümü örter
üsdüme titrer durudu
zavallı; heş deği(l) mamir birine varı(r) da….
köyden file ğederse
gurtulu ğede(r)
nasip, talih.. gader..
………….
mamir birine varı(r)saa vaadı varıdı
beni yanında götürüp okudacağıdı
ya gocası olcak şey beni isdemezse
şe(hir)erli olu(r)sa isdemez tabi,
hiş değilise ilk sene uzak durmalı
ne de olsa -cicim ayları-
ha! n’olur ben de
tehir ederin bi tahakı seneye
o arada ağzında girer burnundan çıkar
kendime mut ederin enişdeyi evelallah
ha okumuş mamir,
ha şeherli gafaları bek basmaz
ketempereye getirin evelallah
i(n)şallah
emme hiç isdemezsee;
……….
valla o ğözellikde biri
kocasına isdediğini etdiri
akıllı, cazı[1], uzun saşlı,
upuzun boylu,
halam gibi biri olsa valla gaçırman
ya da alı-gaçarın valla
o’nun gibi biri
az bulunu(r) o civarda
“ay parçası” derdi dedem bile
kövün en gözeli
emme halam..
hani Allahın işi-ğücü yoğukana
özene bezene yaratmış derler ya
ta öyle,
halam bidene
gıralıça
hele gözleri,
bi ğözleri varıkıı
değme dünya gözeline daş çıkartdırı
kayınat gözeli desek yalan deği valla
yanı, yalan de(ğil) ay parçası
el hasılı kelam;
halamı alan yaşadı
öyle birini alsam gayınıma
geli-ğeçer atbaşı verin..
duru duru seyrederin
gece ğakarın
uyurkana bile bakarın
gerçi köyün bütün deliğannıları
sırf onun hayalını oğşayo(ru)[2] emme
halam heş birine gulağ asmazdı
assa bilmen mi
bizim evin yolundan sağa-sola,
olmadı aşşa-yokara
halam uçu[3] geşdikleri bellim bellim besbelli
damımızda, pençeremizde
bütün genşlerin gözleri
emme o;
onnarı ğördükçene, yaka silkerdi
burun gıvırı(r),
gafasını çeviridi
hazzetmezdi heş birinden
huysuzlanırdı,
sinirlenirdi,
öyle zamannarda
yerden bi daş alıp da
adamın gafasına yandırasım[4] gelirdi
hatda bi keresinde de
halı dokumaya gelennerden biri
adı ilazım deği(l) hinci
yaş tahtaya yan bastı belli
ga(y)ri ya agasından nekdip getirdiydi
ya da ne dediyse bilemecen hinci
halam bi aksilendi,
gözlerini bi çelertti kii;
“-bak bacım
böyle şeyler getirmeğ uçu geliyosan
bi ta[5] gelme” dedi
hinci ğızın saçını başını yolcak
deye ödüm sıtdı
köpürdü de köpürdü,
o an halam gözümde dev gibi böyüdü
net(i)çede
ne o ğız gakıp-gedebildi
ne de bişiy deyebildi,
öylen ekme(ği)ne bile gakmadılar
ağşama ğadak gakmamaca halı dokudular
birbirlerine vuruyomuş gibi
kirkit vurdular,
atkı atdılar,
güpür güpür
sanısın öğrek sürüsü geçiyoru
güpüdük, güpüdük, güpüdük
!!!
“işde” dedim “işdee”
bi adamın alca(ğı)gız böyle olmalı valla
yeri ğeldimi at gibi kişneycek,
emme çitme de atacak
yerine ğöre guyru(ğu)nu tozutacak
binerken de
yanında gezdiriken de
ille at, hemi de Kekliğoğlunun
gelin alınan “ak at” gibi..
ben alıkana bakacan
halam gibi mi..
tamam!!
sırf zenginler deye onnara varacak
herkeşin getirdiği nekdibi alcak
bana gel deyene gaçacak değil ya
hemi zengin olsalar n’olcak
gız’ca(ğı)z oğün gakıp gedemedi emme
ertesi ğün de ğelemedi
bit aha da o dallara basmadı
zavallı
zengin gısmının kendileri deği ki,
işleri zengin valla
görmeyon mu,
çoluk-çocukları
daha zabahın zeherinde
kimi sürünün peşinde
kimi çiftin gıçındalar
garıları demişsin,
eğile-eğile ahır-hayat,
süpürcez, süt sağ(a)ca(ğı)z deye
gasgambır galmışlar,
uyku yok, dünek yok
el içine çıkıvıcaklayın üst-başları[6] yok
get neneyen ellere ğalsın
zati o halıdan keyri de
ebem evden halıyı galdırdı
bi ta(ha) da eve halı zili basdırmadı
tabi ne de olsa; dedemgilin halları-vakıtları eyi..
gıyametden beri halı dokuyannarı görmüş
kiminin çatısı[7] bozulmuş,
kiminin eğey kemiği[8]
kiminin elleri çötümüş[9]
kimi gambır, kimi yampiri,
kimi dünyasından bezmiş,
kiminin kendi-kendine
olmuş-getmiş çoluk-çocukları
halam hayat süpürmeye file gaksa,
ebem süpü(r)tdürmezdi ki ne
onu (y)okarı savar, sonura da o değilden
aşşadan ünnerdi anama
“-gelin beri baaak,
…
sen bu hayadı heş görmemin gız-gızım”
yazzık anamın
“-edemen”
“-ıccık da gızın etsin” deycek halı mı varıdı
elindeki işi gaydı bırağır
ebişir emer gardaşımı
ya da bize “bakalag olun” deye goyvuru
hemen aşşa seğidirdi
halam düğünnerde-bayramlarda filen
keyinsin de bi çıksın soka(ğı)n gatına
her yerden fark edilidi valla,
o boy-pos, o endam
herkeşin yüzünün döndüğü yerin tam hak ortasında
halam!
yanında “benin deyen” artisler halt etmiş
hele uzun sarı saşlarıı!
bana aldırmazlardı, hıyarlar
benisem herkeşe dik dik bakar
yeycek gibi bakannara teker teker söğerdim
o yüzden keleklerini doğrar
armıtlarını silkelerdim
..ına ğodumun döllerinin
adımı -nakıs-’a çıkartdılar
şeyimden aşşa gasımpaşa
de! onu decem,
köydekinnerin hepiciğine depeden bakardı
alçaklarda eğleşmezdi[10]
deği yaddan yabandan,
köyden gelen dünürcülere bile
bi “-hoş geldin” bile demez,
yüz vermez, yüzlerine ğülmez
çay-gayfa eletmez,
hızmat etmez kimseye
“-yaşım da(ha) güçcük
benden böyükler duru(r)kana” deye geri çeviri(r)di
“-gıı gocaya varmayon mu” deyennere
“-goca goca daş düşsün depenize” derdi
Müslüğ Ebe bi tefasında bize ğeldiydi
ona neyise[11]
“-gelen geden yok mu gayrııık” deyince
ebem “-olmamı ay gelin
bobası da verimker[12] emme!
bizim abıla kimseleri beğenmeyoru
burun eğmeyoru
ağzı yokarlarda
aşşadan yemeyoru” dediydi
o’da “-ben de onun gadak gözel olsam
ya gadı derin, ya gaymakam
hemi de en gözeline varın”
dediydi
dünkü ğibi gözümün öğünde
o ğün ik-diba halama o ğözünen bakdım
hakgaten köyde onun üsdüne
gözel yoğudu
o ğünden sonura halam gözüme
bi başga göründü ne yalan söyleyen
gararım garar
ben halam gibi biriynen evlencen
uzun boylu
uzun sarı saşlı
canlı benizli
toplu
galem gaşlı
tay gibi
de! bizi(m)ki de.. iş mi hinci
halam gibi ğözelini nerde bulacan
dünne ğurulalı, halam gibi
gözel gelmiş mi ki acaba da
bulacan da alacan…
[1] cazı: cadı, becerikli
[2] oğşamak / ovşamak : okşamak
[3] uçu(n): için
[4] yandırmak: yanlamasına atarak vurmak, yan tarafına vurmak olabilir
[5] bi-ta(ha): bir daha
[6] üst-baş: giysi, elbise
[7] çatı: iskelet, kasdedilen omuz-boyun bölgesi
[8] eğey kemiği : kaburga, göğüs kafesindeki uzun kemikler
[9] çot-çöt: elsiz, ayaksız (çolak-topal) ya da eller formunu yitirmiş, hareket edemeyen
[10] eğleşmek/eğlenmek: oyalanmak, vakit geçirmek, beklemek, durmak
[11] ona ne : o ne karışıyor, onu nerden ilgilendiriyon, kahyasımı anlamında
[12] verimker : vermeyi tercih ediyor olmak, vermeye meyilli olmak