Kırık Kalem...
İmge imiş bu devirde şairlerin sermayesi
Sinemde kor taşınmaz yük, kimse dönüp bakmaz oldu.
Yazdıklarım hep revirde; hiç soran yok "neyin nesi? "
Kalemimin derdi büyük; mürekkebi akmaz oldu.
İmâ ile anlatırken söz sultanı meramını
Kim dinler ki bu çırağın yürek yakan dramını
Ah çekerek seyrederim şairlerin bayramını
Kara bahtım sanki sülük, sarılmaktan bıkmaz oldu.
Bir zamanlar lügat cömert, hece'm bire bin verirdi
İlham zinde, bakışı sert, gece yoldan çevirirdi
Kalem engel tanımazdı; dağ olsaydı devirirdi
Kasırgadan geri kalan yaprak dahi yıkmaz oldu.
Işıldayan hece'lerim günden güne pas tutuyor
Onca paye, bunca övgü boyun bükmüş, yas tutuyor
Anladım ki düşenleri dostu dahi unutuyor
El uzattım boşta kaldı; kimse tutmaz, sıkmaz oldu.
Çırpındıkça batsam dahi "betimleme" denen ağa
Zâr etmekle geçmez ömür; boyun eğmek gerek çağa
Dem kıdemi sökme demi; kazma vurmak abes dağa
Zirve uzak, yolları sarp; ayak yorgun, çıkmaz oldu.
Mecit Aktürk