Arabaya binip spor salonunun yolunu tutmuştuk, bir yetkili bizi karşılayıp, neler yapacağımı izah ederken, Emre işlerimi halletmeliyim diyerek oradan ayrılmıştı. Küçük ısınma hareketleriyle spora başlamıştım, çevreme bir göz attığımda yirmi yaşlarında genç bir kıza gözlerim ilişmiş, ona bakmaktan kendimi alamamıştım. 
 
Yanıma gelip selam verdiğimde isminin Güzin olduğunu söylemiş, yardımının dokunup dokunmayacağımı söylediğinde - Neden olmasın diyerek gülümseyip tanışmıştık. Üniversiteye gittiğini babasının bir fabrikada üst düzey yöneticisi, annesininde moda sektörüyle ilgilenen bir müdire olduğunu ve tek çocuk olduğunu demişti.
 
Sıra bana geldiğindeyse, birazcık şaşkınlık ve ürkekliğim ile, neler söyleyeceğimin hesabını yapıyor, ilk yalanlarımı peş peşe diziyordum. Lisede sınıfta kaldığımı iki kardeş olduğumuzu, babamın özel bir banka da müdürü, ablamın İngiltere de işletme mastırına uzun süreden beri devam ettiğini, annemin ise orta okulda edebiyat öğretmeni olduğunu anlatmıştım.
 
Bana - Demek burada sık sık görüşeceğiz dediğindeyse, sanırım evet, düzenli olarak gelmeyi düşünüyorum demiştim. Alımlı ve güzel kız görüşmek üzere deyip, değişik spor aletlerinin olduğu bölüme gittiğinde ondan gözlerimi alamamıştım, oldukça sıkıntılı görünüyordu, bir ara telefonla hararetli konuşma yaparak eliyle saçlarını düzeltip, tamam birazdan çıkarım dediğinde, o bölüme ona doğru ilerlemiş, sanırım gideceksiniz dediğimde - Evet, annem beni parkta arabada bekliyormuş dedi, iyi günler diyerek birbirimizden ayrılmış, tekrar spor aletleriyle haşır neşir olmuştum. 
 
Kız gittiğinden beri kendi kendime - Olmadık şey mi belki güzel bir arkadaşlık başlata biliriz, kızın üniversiteli olması beni umutlandırmıştı. Liseyi bitirseydim, ah benim kalın kafam, böyle arı gibi vızıldarsın işte diyerek , kendi ruhumu sıkıştırıp canımı  da  boş yere daraltmıştı m. İçime birden okuma şevkinin girmesine sevinmedim dersem, inanın yalan olurdu, bu tatlı ve mahzun kızın varlığını hissetmek çok güzeldi, hemde ilk defa bir kıza ilgi duyuyordum!
 
Sporumu bitirip duşumu da alarak dışarı çıkarken kendi aksımı dış kapının camından gördüğümde! 'Sil baştan yeni baştan'ı başlatıyor ve neden ? Diyordum hep neden  - Ailemin yanında olup, liseyi bitirseydim düşüncesi, kafamda zincirleme devri daim ediyordu, bir saatimin diğer saatime denk  gelmediği bu dünyada kaç kişi vardır acaba diye düşünürken! . Karşı caddede gördüğüm kafeterya ya gidip oturmaya karar vermiştim. İçeri girdiğimde kızlı erkekli guruplar hem ders çalışıp, hemde yeyip içiyorlardı. 
 
Bazı gençlerin bana hiçte yabancı olmadığı geldi. Evet terk ettiğim liseden bir kaç arkadaşı görmüştüm, yanıma geleceklerini hissettim, kalkıp mekan değiştirseniz ne fayda! Bu düşünceyle ne zaman hareket etsem - Sevmediğim, istemediğim olaylar beni yaşamım boyunca her daim takip etmişti, ipin ucunu bıraktığımda ise görmek istediklerimi dahi ne buldum ne de görebildim. Yanıma önce bir erkek sonrada kız arkadaşım gelip oturdular, biraz hoş beş ettikten ve birer meşrubat ısmarlamış, sonra da - Gitmem gerektiğini, söylediğimde, ısrarla nerede çalışıyorsun, diye sorduklarında - Bir restoranda kısa süreliğine geçici garsonluk yapıyorum, henüz işe yeni girdim demiştim ve alelacele kafeteryadan hesabı ödeyerek çıkmıştım.
 
Beni bir ter basmıştı ki, anlatamam. Ne garsonluğu ya derken, tesadüfün de! Lüks bir restoranda lise mezunu garson arandığını yazıyordu, iş olsun diye içeri dalıp 
- Merhaba, garsona ihtiyacınız varmış, lise mezunu değilim, sınıfta kalınca biraz ara verip tekrardan devam etmek istiyorum dediğimde, restorandı işleten beyin - Bize saygılı, eli, ayağı düzgün iki dil bilen, kültürlü elamanlara ihtiyacımız var, sizin gibi olan arkadaşlarınız varsa, yarına getirin konuşalım, hatta hemen yarına başlayın, ücret dolgun merak etmeyin, hem buranın müşterileri elit ve bonkördür dediğinde, tamam efendim deyip oradan tebessümle ayrılmıştım, ama Emre'ye ne söyleyecektim?
 
Hemen geri restoranda girip - Özür dilerim çalışma saatlerini sormadım dediğimde burası erken saatlerde açılan vardiyalı bir müessese, size hangi saatler denk geliyorsa, şef garsona bildirin, haftanın hangi saatleri denkse ayarlarız merek etme delikanlı. Arkadaşlarınızla dahi anlaşarak saatlerini değiş tokuş yapabilirsin dediğinde çok sevinmiş, ve Emre'ye de söylememeye karar vermiştim.
 

( Bir Playboyun Günlüğünden 13. Bölüm başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 14.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.