söz dinlemez seneler...
Savunmasızdır sessizlik
yer ile gök arasında
Yanar semafor
göklerin dinginliğini
koymak isterim geleceğime.
Mavisi küflenmiş
dünden kalma çizgiler
belirir avuçlarımda.
Deli düşler üretirim
bin bir gece masallarında...
Bir dokunuşumla yıkılır kentler
rüzgarım takılıp kalır bir ağaca
tenha bir kentin yaprağında...
İliklerime boşalır umut
kağıttan bir kuş bastırırım bağrıma.
Karanlığı keserim alevli bir ışıkla
son şarkımın nakaratında...
Çıplak baş dönmesi yaşar hıçkırık
sürat yapar içimde sevecenlik.
İki nokta arası ünlemi
ters çeviririm terk eden sözcüklerden...
Öperim geceyi
doğacak kıskanç güne inat.
Sarmaşık olup dolanırım
yoksul tenime.
penceremin kafesinde
oynaşır gün ışığı.
Batırırım pergeli yüreğime
çemberimin içine alırım
unutulmuş tüm zamanları...
Gıdısından öperim
sevdanın katsayısını
Yamyassı ederim Eros'u
takarım muska niyetine boynuma.
Sevginin içinde saklarım insanı
asarım ses tellerimin içine.
İlahi bir nefes olur
yanıp yanıp ölürüm mecazlar sedyesinde.
Ferda Özsoy