Yeşil dikenlere takıldı yankı
Açtığına yanmadı ağaçlar
Bir kez daha mavi çiçeklendi bahar...
Gölge payı çoğaldı kökleri
portakal kokuyor şimdi tüm kentler...
Sarmaladılar sinelerine
soldan sola vuran yanlarını.
Yüzdeki öpüş kadar
sessizliği bozamadı at nalı sesleri.
Kirpiklerin gölgesinde teselli buldu
sevdanın bölünmez ahengi...
Kendini kendine bölen
asal sayılar kadar
yaklaştılar birbirlerine
Heveskar ruhları boyandı
ilk yazın kızılcık rengine...
Aşk mendilini düşürdü açılan iki avuç arasında...
Kökü kazınmış seviler
Sabah ezanında dua kapısında.
Sınır değiştirdi bulutlar
doyumsuzluğun çoğul Araf'ında.
İçi boş bir zamanı dolduran
bütün devrimlerin gizli öznesiydi
ecel nakışlı bedenleri.
Gülüş diye dudaklarına konan
büyülenmiş bir ceylandı
yüreklerinden kopan.
Erguvan yangınlarıydı
perçemlerine takılan...
N'olur kıskanmayın
kapı pencere dört duvar
Gün döküldü yastıklarına
çizdiler gök kuşağını
satır satır aktılar altından.
Vee..
Açtılar göğün kilitli sandığını
gri taçlı bir yağmurla ıslandılar.
Son nurdan bir damla ile
gelecek günlerin kapısını çaldılar...
Açan olmadı...
Bir çocuk gibi boyun büktüler
bakmadan arkalarına yürüdüler.
Arsız yaralarını sürdüler gülüşlerine
Donlarına kadar ıslandıkları sonbaharda...
Bir bakışa
bir gülüşe
özlem sancılarına
bir ömre ...Derken elveda...
Ferda Özsoy
Şiirime sesi nefesi ile can veren arkadaşım Deniz Uzuner'e çok teşekkür ediyorum sevgiler imle Deniz'im seni seviyorum...