ATEİZM
VE DARWİNİZMİN DUAYENLERİNDEN Richard Dawkins TANRI YANILGISI ismindeki meşhur
kitabında insancıl ahlakın din temelli olmadığını kanıtlamak için çırpınır
durur. Kırk dereden su getirir, bunun için elinden geeleni yapar, her kozunu
kullanır.
Tabi ki
bunların başında dinleri olabildiğince yermek, sövmek, kötülemek
gelir.
Fakat
nedense savunduğu fakat (gerçekte kendisininde bilmediği çünkü yok) ateist
ahlakının ne olduğu, kuralları konusunda bilgi vermez, veremez. Tek
yapabildiği ahlak önerisi serbest cinsel yaşamdır.
Dawkins
yapmaz yapamaz ama biz pekala ateizm - din ve ahlak konusunu bilimsel
yöntemlerle irdeleyebilir, ahlakın din kökenli olup olmadığını tespit
edebiliriz.
İnsanlığın
ortaya çıktığı ilk anlardan beri herhangi bir şekil ve yolla din - inanç algısı
vardır. Din inanç algısı varsa bunun karşıtı olan ateist algısı da var
demektir.
İnsanlar
hayatlarını inançlarına (inanmamakta bir inançtır) göre şekillendirirler.
Toplumlarda bireylerin hayat felsefelerine göre şekillenirler.
Toplumlar
inançlılar ve inançsızlardan oluştuğuna göre ahlak kurallar bu ikisinin
etkisiyle oluşur demektir.
Tüm
dinlerin ortak ahlak değerlerini göz önüne alırsak bunları; karşılıklı
yardımlaşmayı, anne babaya saygı ve itaati, yalan söylememeyi, aldatmamayı,
zina yapmamayı, iyilik yapmayı merhamet etmeyi, gıybetten dedikodudan uzak
durmayı, içki uyuşturucu gibi zararlılardan korunmayı… vb şeklinde
yazabiliriz.
Bütün
bunların içinde toplumlara zarar verenler, gereksiz olanlar var mı?
Ateizm
kökenlisi bulunuyor mu? Ateizmde olup da dinlerde olmayan toplumlara, insanlara,
doğaya yararlı güzel ve minik bir şey?
Ateizm
mantığı gereği bencilliği emreder. Bencillik ise kendisinden başkasını
düşünmemeyi….O da bireyciliği…
Dawkinsin
ifadesiyle BİR ATEİST İYİ OLMAYA MECBUR DEĞİLDİR. Çünkü insanlar diğer canlılar
gibi bencil genlerine tutsaktırlar. Bireyler menfaatlerini korumak ve
genlerinin emrettiklerini yapmak için her türlü hareketi yapma hakkına
sahiptirler.
Örneğin
bir erkek bir dişiye sahip mi olmak istedi en yakınındaki dişiye zorla elde
edebilir. Bu onun hakkıdır.Bu hareketinden de sorumlu değildir.
İsterse
bir insanın elindeki ekmeği, ağzındaki lokmayı alabilir. Önemli ve
geçerli olan ekmeğini, lokmasını kaptırmamaktır.
CANLILAR
HER NE YOLLA OLURSA OLSUN VARLIKLARINI KORUMAYA ÇABALARLAR. DİĞERLERİNE
ÜSTÜNLÜKLÜK KURMAYA ÇALIŞIRLAR.TÜM CANLILAR YAŞAMSAL RAKİPLERİDİR.
BENCİLLİK İSE,ÜSTÜNLÜK KURMANIN TEK YOLDUR. BU DA EVRİM GEREĞİDİR.
Ateist
ahlakın dinlerin inançların öngördüğü ahlak kurallarının tam karşıtlarını
öngördüğünü yazarsak yanlış bir tespitte bulunmuş olmayız.
Eğer
yanılmış isek ateist ahlak kurallarını bilmek isteriz.
İnsanlar
genlerine tutsak olmuş bilinçsiz hayvanlar olsalardı Dawkins haklı
sayılabilirdi. Kaldı ki yaşam dünyasında bencil olması gereken hayvan türü kimi
canlıların diğer canlılar için inanılmaz fedakarlıklar da bulunabilir.
Kaldı ki
bizler hayvan değiliz. Az da olsa farklı canlılarız.
İnsanlar
toplumsal canlılardır. Topluluklar ise karşılıklı yardımlaşmalar, fedakarlıklar
sorumluluklar üzerine kurulur.
Bencillik
toplumları dolaysıyla insanlığı kemirip yok eden habis bir urdur.
Her
insan hangi inanç ya da inançsızlıkta olursa olsun toplumun menfaatlerine uygun
kuralları uymak, öngördüğü görevleri yapmak zorundadır.