“-yau acaba
Özlemin
saçları nasıl?
uzun muu, gısa mı
irengi ne?
sarı mıı, gara mı
saşlarını bi ta ğörebilcen mi
gözlerinin irengi ne
dudakları
boyalı mı?
anam
“şe(hi)rli garının dudak boyasına
dik topu(ğ)una
yetemessin” deyo ya
neyye?
ne yetemecen
Alla(hı)n aşgına
Özlem istesin
canımı veririn
ondan
gıymatlı ne var hu Yalan Dünnada
canımı bi(r)
deği(l) bin kere versem uğruna
gene de az
geli(r) valla
emme
Özlemin pabbası
dik topuk mu?
dudakları boyalı mıı?,
hakiki miii?,
boyalıysa
boyasının irengi ne?
dönüp bakmak
mümkün mü
hay senin Gara
Dayını,
dayının gızı
Kel Haçca’yı
töbe töbe
bi de
düşünüyon
“-ne deyon
o(ğ)lum len sen
yarın bu
adama “dayı” deycen
öyle ya
“gülü seven dikenine gatlanı(r)”
biz de
dayısına da,
dayısının
ğızına da gatlancaz gari
çare yok
ahh Özlem
ahh
emme..
bi dakga!!
dur orda..
dedim kendime; valla Allah bili ya…
bu döyüs bana
kendi gızını gasmayı düşünüyo haralda
ğızının hallarına da bakarsan
“yeme de yanında yat, orasbı!
Allah bili(r) dünden ırazı”
bi de dönüp kendime;
“-len o(ğ)lum, dur bi leenn
sen “kendi-kendine ne gelin güvey” oluyon
“gübe girmeden turşu” oluyon
“dur daha
hol[1] yok-yumurta yok” dedikleyin
gapılarını çal bakalım bi ne deycekler
öyle yaa?
kaş para başlıg[2] isdecekler
gara dünnada bi(r) o
bi(r) de ben galsam
garısızlıkdan ölürün de onu olman,
ona dönüp bakarsam
iki ğözüm öğüme aksın,
değil bi(r) de üsdüne üsdelik başlıg ha!
“kırtıklı guruş[3]” verisem n’olayın
..
kendi hesabıma,
geşmez gavır parasıynan
bi guruş verenin sülalesini …
değil bedafa da vercekler geç dee
üsdüne para verseler de
on gönlüm olsa da..
onunu da
Özlemden başgasına ayırman asla kat’a
Özlem benim canım ağa!
hemi valla-hemi billa
öte sözün beri başı
işin asıl can alıcı noktası
ne biliyonuz mu
ben Haçça’yı alı(r) sam
“Özlem n’olacak” abey
öte tarafdan
Özlemin kötü habarını almak var
ğız ayda yıl da bi köyü zeyarete gelse;
…
bana enişde mi deycek
ya ben enişdeye ne deycen
düşüncesi bile
nutgumu garışdırıyo
feylimi bozuyo
alt-üsdediyoru
len bunnar nerden neşet ediyo[4]”
neye sebep zeynimi garıncalattırıyo yauu
bi(r) yandan da bakınca
bu adamın, bu ğüne gadar,
ne halımızı, hatırımızı sormuşluğu var
ne gapımızı çalmışlığı
daha ötüyon[5] yoldan geçiyokan
anam çağırdıydı da ağzını eğmediydi,
dönüp bakmadı, eğleşmediydi
“-bi hızmat var akraba sonura işallah”
tabii o zaman gızı şe(hi)rde,
halası gildeydi
yani Özlemlerdeydi”
“-len yonusa bu ..ına ğodumun döyüsü ha!?
bizim gızı; bacımı
kendi oğluna filen isdemeye gakmasın
ele avradını?
Aklıma ğelse ya!
kelp olayın ırazı gelmen len
keser köpe(ği)n öğüne atarın
genede olmaz”
..
“nası olu(r) len” deyon gafamca
“ava geden avlanı(r)” ya
emme dur bakalım
bizim gız ne deyo bu hususda
gönlü var mı acaba
olur mu olur?
her şey ıldırım fızıynan gelip-geçiyo aklımdan
ulen o(ğ)lum bi(r) dur
emme tam da bu ğarada
bizin gızın da hamaratlığı üstünde
Özleme hoş görünmeğ uçu tabi canımm
hemencik zufra hazırlamış
gayıse ireçeli, badılcan turşusu
süt-yoğurt, peynir, zeytin
yağlı dolazda yumurta, çılbır
afıyon[6], yemlik, guzugula(ğı)
gursda örendiği ne gadak gonserve varısa
senin annacan Allah ne verdiyse
“-len yonusa bizim gız da
Özlemin dayısına guyruk sallayo olmasın ha”
gatil olmak işden deği valla-talla
emme Özlem uçu yapmışdır canım,
ya bi de Özleminen değişik[7] edelim derlerse
derler mi derler valla
anam da gakar dutar da “akrabam” deye
“-ne garışman valla
südümü halal etmen,
ben söz verdim onnara
sonura ne derin adamlara
bu iş böyle olacak” derse
der mi, der
ya dedem?
bana soramayosa anama
“-yau gelin
Kel Ağa değiş-tokuş edelim” deyo
bizim oğlanın ağzını ara bakalım bi
ne deyo, ne go(yu)yo(r)
öyle ya
çalıya bi daş at bakalım” demesi
ilazım değil mi
zahır o(ğ)lunu öyle taha ondördündeyken
zengin gızı deye anamınan everivimiş ya
o öyle olacak zannediyo
ahhh Özlem ah!
hadi beni geş,
bizim gıza da mı sormaycak bunnar
hinci isder misin sana
ya bizim gızın göynü de onnardaysa!
“gövde bulut,
sen o yolları unut” bakalım
gala gala o cığaracı,
gumarcıya mı galdın a! bacım
anam?
goca köyde; bizikinnerin gubudukçu,
aferim delisi olduğunu bilmeyen mi var
dedem söz verdiyse kendisi alsın
anam söz verdiyse kendisi varsın
benim keyfimin –a(y)şa abılası mılar-
bana sormadan
gönlüm olup olmadığını bilmeden
taha türkçesi
…
Özlem durup-durukana
benim başgasının goynuna girmeyceğimi
bilmesi ilazım değil mi? bunnarın
emme kime deyon boba
dediğim dedik
çaldığım düdük
töbe estağfirullah
dedem de, anam da ikisi de inadın önde gedeni
kendimi bilip durun işde..
o taraf da öyle;.. bu taraf da
iki ucum da boklu deynek
sabır ver
bak gör gari gözel Alla(hı)m
ne gecem gece
ne gündüzüm gündüz..
ne sevinecemi biliyon
ne yanaca(ğı) mı
bu zevda mı
havaslık mı
nası bişi böle
ooof oooff
canıma dünnama doyyon valla
int(ih)ar edesim geliyo ha!
sen de olmasan neneyen
hanı a(ğ)lamacanı bilsem
can yoldaşım
canıımm
aşgım Özlem
…
[1] fol: yumurtlaması için follukta tavuğun altına konulan yumurta
[2] başlık parası: oğlan tarafınca, kız tarafına verilen bedel
[3] kırtıklı kuruş: değeri en düşük para anlamında,
kırtık / kirtik / kertik : tırtık, girinti, çıkıntı, gedik,
[4] neşet etmek: bir sebepten, bir kaynaktan ortaya çıkmak, var olmak anlamında
[5] öteki gün: geçen gün, bir-kaç gün önce
[6] afyon: haşhaşın ot hali
[7] değişik: değiştirme, değiş-tokuş, yerine, trampa