Uzun ve sessiz yollara dökülmüş onlarca can

İnce bir dal gibi yürüyorlar, arkalarında kan

Cılız kuş sesleri var is ve barut kokulu dağda

Arada hazin bir türkü çağlıyor susuz dillerde

Utangaç bir melek dolaşıyor ah başlarında!

 

‘Ezidi kız korkma, düşürme gözlerini toprağa’

Sizi izliyor dünya, sofralarda havyar artığıyla

Hangi kurşun öldürür inancı, düşürür toprağa!

O kavruk gülüşlerini de göster dosta düşmana

Bir zerre tükürük yeter o çelişkileri boğmaya!

 

Kaya diplerinde yorgun cesetler, gözlerinde yaş

Bir çakal uluması uzakta, memeden kan sızıyor ah!

Aşk gözlü çocuklar oyun oynar molalarda, adı savaş

Yağmuru unutmuş gökyüzü, dudaklar suya muhtaç

Boşalmış yüreklerde sevgi, katliamları izliyor dünya

 

Güvercinleri vuruyor ha/y/vanlar, yanık tenlerinde intizar

Sarmayın acımı benim, kurumuş kuyularda derin bakışlar

Kırmızı urbalarımda çalı söküğü, yaşanır mı artık bayramlar!

Belleğimde garip bir beddua hayat, hangi acıyı sevgi sarar!

Yarım kalmış mutlulukları menzile nasıl taşıyacak çocuklar!.

 

Yezidiyi/z, inancımızı vursalar da söylemeyiz nasıl öldüğümüzü

Yürüdük ölülerin üzerinden gecelerce, rüzgâr gömdü ölümüzü

Önce güneş öperdi yüzümüzden, bitmedi dudağımızdaki türkü

Ölümsüzlük iksiri sürdü tenimize melekler, tanrı yüreğimizi öptü

Hiçbir neden öldüremezdi bizi, yaşam öğretirken ah ölümsüzlüğü!

 

Selahattin YETGİN

( Belleğimde Garip Bir Beddua Hayat başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 20.08.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.