Hıfzı Topuz’un son kitabı
“Çılgın ve Özgür”ü bir solukta bitirdim. Bir kitap, olsa olsa bu kadar güzel yazılabilir.
Topuz, “Çılgın ve Özgür”de
Türk aydınları içerisinde önemli bir yeri olan Neyzen Tevfik’in hayatını romanlaştırmış.
Billur bir dil... Sade bir anlatım... Satırların arasında Neyzen Tevfik ile
birlikte aynı hayatı yaşamış kadar oluyor insan.
***
1879 yılında Bodrum’da
dünyaya gelip 28 Ocak 1953 yılında Beşiktaş’taki evinde vefat edinceye kadar 74
yıllık hayatını kâh “çılgın” kâh “özgürce” yaşayan bir Türk aydınının kendine
has duruşu, kendine has yaşamı bu kadar içten ve samimi bir eserde Hıfzı
Topuz’un sözcüklerindeki anlatımla hayat bulmuş.
***
Bir insanın hayatını
romanlaştırıp kaleme almak hiç de kolay bir iş değildir. Ya o insanı
tanıyacaksın ya da tanımıyorsan onunla ilgili çok titiz bir araştırma
yapacaksın. İşte tüm bunlar yapıldıktan sonra ancak muhteşem bir eser
yazılabilir. Hıfzı Topuz, “özel yaşamı konusunda derli toplu ve kronolojik araştırmalar
olmaması nedeniyle son yıllarda yazdığı yaşam öyküleri içinde kendisini en çok
uğraştıranın Neyzen Tevfik’in öyküsü olduğunu”(s.245) söyleyerek titiz bir
araştırmayla, mükemmel bir eser ortaya koymuş.
***
Farklı ve renkli bir
kişilik olan Neyzen Tevfik, yanından hiçbir zaman eksik etmediği neyini
yıllarca üfler. Neyini üflemekten hep keyif alır. Derdine derman hep neyi olur.
Yaşamı boyunca hiçbir zaman bir baskı altında yaşamayı asla kabul etmez. Yer
yer “çılgın”, zaman zaman da dilediği gibi “özgür”ce yaşar. Bu toprakların
yetiştirdiği bir aydın olarak hep baskıya karşı başkaldırının bir sembolü olur.
Hıfzı Topuz’da işte bu sembolün bir özeti olabilecek en iyi iki sözcükle onu
tanımlar: “Çılgın ve Özgür”. Kendi doğrularını yaşamaktan asla vazgeçmemiş Neyzen
Tevfik’in imrendirici hayatı, Hıfzı Topuz’un bu kitabında muhteşem bir dille
anlatılmış.
***
Hıfzı Topuz, kitap
başlarken daha ilk satırlarda “20.yüzyılın ilk yarısında taşlamaları, fıkraları
dillerden düşmeyen, berduş kılıklı, yarı çılgın, paraya hiç metelik vermeyen
bir halk sanatçısı” (s.15) ifadeleriyle anlatıyor Neyzen Tevfik’i.
Neyzen Tevfik’in gençliği,
“Ege Denizi’nin ruhu kucaklayan nazlı hışırtısı ve yeşil enginliği”nden (s.16)
beslenerek Bodrum, Urla ve İzmir olmak üzere farklı kıyı şehirlerinde geçer.
Henüz okula başladığı yılın bir yaz akşamında babasıyla beraber gittiği deniz
kıyısındaki Tepecik denen bir kır kahvesinde tanışır tüm hayatını değiştirecek
“ney”in sesiyle. O gece Neyzen’in geleceğinde bir dönüm noktası olur. Bir ömür dudaklarından
hiç eksik etmeyeceği “ney” ise, yıllar boyu en büyük hayat arkadaşı, en vefalı
dostu olur.
***
Neyzen’in sivri dizeleri
özgürlük açlığıyla ilk yıllarda bir bıçak gibi daha da bilenir. Yaşadığı her
dönemin iktidarlarına en ağır eleştirileri yönelterek farklı zaman
dilimlerinde, bazen kaçak bir yaşam sürmeyi tercih eder. Zaman zaman yaşadığı
bunalımlar sonucu çoğu kez kendini Bakırköy Akıl Hastanesi’ndeki kendisine
ayrılan odasında bulur. Bazen burayı kendisine huzur veren bir yer olarak
görür.
Bazen de çareyi İstanbul
dışına çıkmakta bulur. Kaldığı yerlerden birisi de Mısır’dır. Yaşadığı her
yerde eleştirilerini, öfkesini, acısını neyinin ucundan boşaltarak sürdürür.
Baskısız, bir boyunduruk altına girmeden, özgürlük içinde, başkalarına zarar
vermeden İstanbul başta olmak üzere Eskişehir, Kıbrıs, Bolu, Ankara gibi pek
çok yerde yaşamını devam ettirir.
***
Zamanının büyük bölümü
meyhanelerde dostlarıyla, arkadaşlarıyla birlikte söyleşerek, onlarla
dertleşerek geçer Neyzen Tevfik’in. Fikret Adil, Necip Fazıl Kısakürek,
Gazeteci İhsan Ada, Fikret Mualla, Abidin Dino, Arif Dino, Mehmet Akif, Namık
Kemal, Halit Ziya, Ahmet Rasim, Orhan Veli, Nâzım Hikmet ve Sait Faik’in de
aralarında olduğu, pek çok ünlüyle tanış olur Neyzen Tevfik.
“Kimini Küllük kahvesinden
tanıyordu, kimini havuzlu Beyazıt Meydanı’ndan, kimini Samatya’dan,
Degüstasyon’dan, Çiçek Pasajı’ndan, Fisher’den, Özcan Meyhanesi’nden...”
(s.197)
***
Kitabın en dikkat çekici
yanıysa, Neyzen Tevfik’in kişisel hikâyesine olduğu kadar dönemin siyasi ve
kültürel ortamına da ışık tutuyor olmasıdır. Hıfzı Topuz, Neyzen Tevfik’in
hayatını tarihsel bir bütünlük içerisinde ele alarak Abdülhamit’in baskıcı
rejiminden, Meşrutiyet’in getirdiği hayal kırıklıklarına; Milli Mücadele yıllarından,
yeni Türkiye’nin kurulmasındaki sancılı süreçlere kadar Neyzen Tevfik’in yaşamı
boyunca tanık olduğu pek çok önemli gelişme kitapta anlatılıyor. Tüm bunlar
anlatılırken sözlerin Neyzen Tevfik’in sözleri olması da kitaba ayrı bir
samimilik katıyor.
***
Neyzen Tevfik’in ölümünden
kısa bir süre önce kendisiyle konuşan Gazeteci İhsan Ada’ya özgürlük ve eşitlik
ile ilgili söylediği “Barış da, özgürlük de, silahla ve boyunduruklukla
bağdaşamaz. Boğazında tasma bulunan insanlar özgür olamaz. Bencillik duygusu
sürdükçe eşitlik de olamaz,” sözleri, Hıfzı Topuz’un kitapta baştan sona doğru
çizdiği profilin bir özetidir.
***
Hıfzı Topuz’un Haziran
2014’te Remzi Kitabevi etiketiyle piyasaya çıkan 256 sayfalık bu muhteşem
biyografik romanını okumayan varsa bir an önce okumasını tavsiye ederim.
Keyifli okumalar...
Sevgiyle, hoşça ve dostça
kalınız...
Not: Kitap, elime Haziran’ın 22’sinde geçti. Temmuz’un ilk haftası kitabı bitirmiş ve bu yazıyı kaleme almıştım. Yayınlamak için bir türlü fırsat bulamadım. Ancak şimdi bu yazımı sizinle paylaşıyorum. Tekrar keyifli okumalar.
Mehmet
ŞAHİNCİLEROĞLU
Gazeteci/Yazar
İletişim:
GSM:
0(506) 935 73 17
Facebook/mehmetsahincileroglu
Twitter/msahincileroglu