O kadar soğuktu ki gece

Yazın ortasıydı hâlbuki

Ne varsa derinden sızlatan

Kâfir yalnızlığımın eşliğinde

Yakan ince ince…

 

Serenadı ayın,

Dansı eşlik ederken

O çapkın yıldızların.

Körelmiş bir karanlıktı söz konusu

Gündüz bile gitmiyordu

O mistik gizemin kokusu.

 

Neydi, kimdi kim bilir

Sarnıcı o derin kuyunun

Tükenmişliğin manası

Sus pus ve kahrolmuş bir döngünün

Süre gelen yobazlığı.

 

Koyulmuş ne varsa

Her ne ise ihtiva eden,

Asil yüreğin canhıraş kuruntusu:

Adı hasret, adı imkânsızlık

Çepeçevre sarmış çoktan

Buydu işte derinden sarsan.

 

Üşengeç tutumu şu gönlün

Riayet ederken ve hükmetmişken

Adına kader denen.

Sırra kadem basan o rüyalar

Ruhu dört yandan kuşatan.

 

Defalarca niyaz etmedim mi…

Sayısız kere dilemedim mi…

Tuttum vurdum kendimi yollara

Sağa sola sora sora.

Derviş ruhlu biraz

Sevgi dendi mi

Yersiz yurtsuz

Ah, o düşler eren nihayete

İstem dışı, sorgusuz sualsiz.

 

Biri bin para sevdaların

Hali harap gönülden sevenlerin

Yine de en güzel armağanı Yaratan’ın.

Kılıfına geçmiş onca yalan

Kula kulluk eden onca insan

Görüp göreceğim en dertli devran.

 

 

( Biri Bin Para Sevdaların başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2.08.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.