Lise yıllarında bir garip kemancı tanıdım yaşlı ve fakir
Okul bahçesinde tanıştık gizemli  fakir ama  mağrur
Eski kırık dökük kemanıyla en güzel şarkıları çalarken
Bir taraftan ağlıyordu gözyaşları ırmak olup akarken
 
 
Neden bu kadar dokunaklıydı çaldığı şarkılar
Niçin ağlıyordu kemandan çıkan her melodiyle beraber
Neler yaşamıştı nasıl bir hayatı anıları vardı kimbilir
Yaşlı kemancının üstü başı eski fakat temiz ve vakur
 
 
Yalnız bırakıp gitme bu akşam şarkısını çaldı önce ağlarken
Sonra kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime derken
Hıçkırıklara boğulmuştu gözlerini tertemiz mendiliyle silerken
Ah be yaşlı kemancı nedir seni böylesine ağlatan inleten
 
Sonra biraz harçlığımdan verince çok sevindi birden,
Şu halimi  bağışlayın çok güzel bir hayatım vardı eskiden
Dünya tatlısı bir eşim vardı çok mutluyduk birbirimizi severken
Sonra bir gün alıp gitti başını hiç bir nedeni yok iken
 
 
Ben onu çok sevmiştim aşık olup severek evlenmiştik
Birlikte çok tatlı günler sevgi dolu mutlu bir hayat yaşamıştık
Nasıl ne değişti anlamadım insan bir haber bırakır çekip giderken
Öylesine yıkılmıştım dedi o sevgili beni nedensizce terkederken
 
 
Eşimden sonra işimide kaybettim dedi her akşam dertlerime içerken
Dağ gibi servetim eriyip gitti bir bir yaşama umudum tükenirken
Sonra bir gün beş parasız kırık kemanımla başbaşa kaldım
Her şeyden vazgeçip sokaklarda şarkıcılığa başladım
 
 
Duydum birini sevmiş gönül verdiği adama kaçıp gitmiş
Adam sarhoşun teki her akşam eve gelip sille tokat dövermiş
Aşk meşk üç günde bitmiş gerçeklerle yüzyüze kalmış
Haber salmış gelsin kurtarsın beni yalvarıp ta yakarmış
 
 
Ah be evladım benimle mutlu iken neden bırakıp gitti
Artık dönse de sevemem onu sevgimizden ne kaldı
Hem bırakıp giderken hiç düşünmedi aklı neredeydi
Kırılan bir kalpten yıkılmış yuvamızdan artık geriye ne kaldı
 
 
Ah yaşlı kemancı ne acı bir hikaye nasıl kader bu böyle
Gözyaşı neye yarar koşup gitseydin sevdiğine
Seven affeder elbet oda pişmanmış dönerdi geriye
Affetmek büyüklüktür sahip çıksaydın mutlu olurdunuz yine
 
 
Dedi yavrum olmadı hiç çocuğumuz vermedi bize Mabut
Bir çocuğum olsaydı çekip gitmezdi hanım yoktu hiç umut
Kaçıp gittiği eşi doğmayınca esirmiş kadını hergün dövermiş
Kader ona da acımamış dostlar ev yıkanın evi yurdu olmazmış
 

Nihat Gülle
Şair ve yazar

( Bir Garip Yaşlı Kemancı. başlıklı yazı şiirinprensi tarafından 30.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.