Dudak tiryakiliğinde yaşanır hayat
Revir iniltileri duyulur isimsiz odalardan
Hep öznedir illegal kelimeler
Hain bir sessizlik dadanır dillere
Ve deşifre olur zihinler
Yakındır her gidişin menzili
Ki , ölüme ayarlı bir saattir insan
Şah damarlarda seğirir hayat
Zaman düğümlenir kelebeğin nefesinde
Ve can kuşu olur azat
Vakti kırparken ecel
Ölüm hızına yetişilemez savaşların
Vaad edilmiş topraklara serilir bir leş
Soğumayı unutur öfkenin lavı
Ve Kudüs’ün toprağını öper güneş
Karanlığın duldasına üç beden büyür acılar
Küçük tefek bir yaradır her insan
Büyütür soyut bedenli somut sancılar
Ölüm teyellenir kalbin ritmine
Ve ilikleri kemirir huzursuz yankılar
Acının kınasını yakar Gazze
Cümleler kelepçelenir zihinlere
Fişlenmiş duyguları ıslatır yorgun yağmurlar
Nemlenmiş fısıltılar savuşturur korkuları
Ve kınında pas tutar oklar
Eller isyanı taşır haritalara
Tırnak arası bir cümledir artık hayat
Aheste büyür kundaktaki zaman
Geçmişin parmak izi kalır ruhlarda
Ve yarı baygın yaşar insan
.
.
.
.
.