[if gte mso 9]> Normal 0 21 MicrosoftInternetExplorer4

bir bayram öncesi tırmanırken dik yokuşu

Hacıbey "-vahtın berinde

cingen garısı çocu(ğu)nu

patişa(hı)n o(ğ)luyunan değişdirmiş

 

tabi gün gelmiş çocuklar böyümüş

cingenin çoparı ilim-irfan derimiş,

memleket meselelerinden

küffara cenk etmekden ba(h)sederimiş

patişah(ı)n o(ğ)lu avda

            söğütlere bakar, bakar da

"-len boba bu söğütlerden ne ğözel

sepet olur." derimiş

bobası patişaha

faydası yok her şey eninde-sonunda

aslına çeker." imiş

 

“-de! onun uçun çocuklar,

asalet her bi şeyden önce gelir

siz siz olun aslınızdan

asaletinizden vazgeçmen

aslını inkar eden haramzadedir[1]."

 

“-“gatranı gaynatsan olur mu şeker

cinsini ..ktimin cinsine çeker” derler”

onun uçu, her attığınız adımda

atalarınızı, sülalenizi[2] gösderdiğinizi

            unutman aman ha!

arpa eken, buyday bişmez!

çünkü; akibeti[3] gişi aslını belli eder”

………

“-söz temsili sizin akrennerinize bakıyon

hepiciğinizi tenzih[4] ederin

tabi hiş birinizi gastedmeyon

sapan daşıynan guş avlayannarı mı ararsın,

yanından geşdiği ağacın dalını budayannarı mı

yolda belde kedi-köpeg daşlayannarı mı

tehnede gonu-gonşunun

tavığına, camına, çatısına daş atannarı mı

helbet sizin gibi ta(h)sıllı,

okumuş birine demeyon

neyye derseniz

asil insan ötekinnerden farklıdır..

bi ğün bile orta mekdebe getmiş adamınan

orta mekdebin öğünden geşmemiş adam arasında bile

muazzam fark vardır

neye dersen;

cahalet iyi değildir..”

 

da! köpeğe demişler ki

“-günde kaş gişiye daşlanısın”

o kesdirmeden bi cuvap vermiş

ne demiş?”

..

..

“-ne ğadar ‘gırık dölü[5]’ varısa o ğadak”

onun uçu asalet gibisi bulunmaz, o ğadak

asil adam köpek daşlamaz

gonu gonşunun camını gırmaz”

 

“asalet bi altınıdı pul oldu,

türlü çeşit insanlara çul oldu

mala tamah edince insanoğlu

kimi pula, kimi kula kul oldu”

başımız önümüzde suskun;

anlatılan efsaneleri dinlerdik,

hatalarımızı, tekrar tekrar gözden geçirirdik,

tavık daşlamadığımıza,

sapan daşıynan guş avlamadığımıza,

ellerin tuğlasına daş atmadığımıza

şükretdik..

çoktan,

çaktırmadan atıldı, elde sürüklenen odunlar,

ve Analı-kızlı’ya atılmak için

            toplanan taşlar

sanki hiç biriktirmedik..

 

bazılarının  aldırdığı da yoktu aslında

bazıları bu sıkıntılardan kurtulma

Yazılı Çeşmeye ilk varma telaşında

her birimiz buz gibi soğuk sudan

kana, kana içerdik,

 

ıslanırdı iskarpinimiz,

elbiselerimiz,

saçlarımız, ellerimiz

yüzümüzü silerdik

ıslanırdı yenimiz

üç-beş mezar taşına

korkuyla karışık dua ederdik

böylece,

Hasan Çeşmeden sulanan,

Dıngıdığın sulak bağından

hırsızlıkları

hınzırlıkları pas geçerdik,

 

 

 

kimileri Cıngıdık Koyağında dökülür kalırdı

kimimiz hızlı yürür

Löpelide arkamıza bakmadan

kimilerimiz koşar köye girerdik

evlerine ulaşırdı

herkes kendi yolundan

“-mücüde” edilirdik

“sefalar getitirirdik”

hoş gelirdik

hoş bulurduk

hoş olurduk

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eriklerin Yannı’nda karşılanır,

manolyayla gelenler

Cıngıdık Koyağında

Hasan Ali’nin Üseyin’in Goca Armıdı

Löpelide Kösolların Garamığı

garşısında Hacıosmanoğlunun erik ağacı

görmezden gelirler

geçince Gafar’ın bulut vuruğu eriği

kağnı yolu

amaçsız, kendini bayıra vurmuş





DİPNOTLAR

[1] haramzade: haram çocuğu, piç, gayrimeşru ilişkiden doğan, zina tohuru

[2] sülale: aile, soy

[3] akibet: eninde sonunda

[4] tenzih etmek : ayrı turmak, onu katmamak, suç ve noksanlıkları sayılanlardan saymamak

[5] kırık: gayri meşru aşık, evlilik dışı ilişki,

kırık dölü:gayri meşru çocuk




Yazılıkayadan dik çıkış..
Ortaokul yıllarımızda Yalvaçtan Senirkente öğleden sonra giden
saat 13 denilse de kalkmak bilmeyen MANOLYA isimli bir takaya binerdik.. dur-kalk çok oyalanırdı.. biz çok sarp bu yokuşu tırmanarak, yaklaşık 15 kmlik yolu, ben hep en arkada kalarak, gece köye ulaşabilirdik.. herkesin bekleyeni olurdu.. ben genel olarak gitmediğim için belki kendiliğimden eve gelirdim.. süpriz olurdu..



Resim için Sn Nuri ÖZTÜRK’e teşekkürler


( Yazılıkaya başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 9.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.