HAVADAN  SUDAN

        Ahmet  AYAZ

     Gaziantep Güneş Gazetesi  08 Temmuz  2014

…………………………………………………………………………

 

       Bazı arkadaşlarım 1976 tarhinde Yeni Asya ile Hergün gazetelerinde şiirimi  yayınlayıp,  bu güne kadar  yazım işi ile  uğraştığımı biliyorlar. Bazıları da bu yönümün olduğunu birilerinden duymuş olmalılar ki, “Ahmet Bey  gazeteye yazı  yazıyormuş sunuz, merak ettim.  Acaba  ne yazıyor sunuz” diye” soruyorlar. Onlara   havadan sudan yazıyorum diye cevap veriyorum. İşte bugün gerçekten de havadan sudan yazacağım. Boş zamanımı  genellikle Gaziantep Öğretmen  Evine  oturur çay içerek geçiririm. Bazen tek  otururum.  Neden tek otururum?   KUMRU DERGİSİ’nden birilerini bu Mübarek Ramazan Ayında  nasıl bulayım?   Mehmet Şevket  İspir Deniz evinde, ancak  Eylülde gelir. Burhan Özdemir, Cuma  Salman,  Tamer Abuşoğlu, Nurettin Bozgeyik,  Ömer Güler, Mehmet Demir Atmalı,  Hacı Demir, Devriş Hüseyin Yıldırım  gibi  bir çok değerli  dostlarım var. Bunları  her zaman  bulmak  da mümkün olmuyor. İşte  bu sebepten  tek başıma  oturduğum zamanlar oluyor.

       Bundan birkaç gün önceydi . Yine Gaziantep öğretmen evinde birkaç  kişiyle biraraya geldik. Havadan, sudan derken,  siyası  konular  konuşulmaya  başlandı. Ben dedim ki, ne  safkan Türk, ne de safkan Kürt var. Herkes biribiri ile akraba olmuş, biribirimizden kız almış, kız vermişiz dediğimde, birisi, “O zaman Kürtlerin hakkı verilmelidir” dedi. Ben de arkadaşım,” Kürtler bir Türk oymağıdır, her hakka  zaten  sahipler. Devletin  idaresinde Öğretmen, polis, subay  ve  artı cumhur başkanı, genel kurmay başkanı  bile oluyorsunuz ve oldunuz  da” dediğimde,  Bir genç  öğretmen şöyle seslendi. “Her şey oluyoruz da, Kürt olamıyoruz” dedi ve sustu. Sanki Kürtlüğünü elinden aldılar.  Beni bu genç öğretmenin düşüncesi şaşırttı  ki, hayretler içinde kaldım. Bu akıl fukarasının bu durumuna.

       Oturup kalktığım arkadaşlarımın ve akraba olduğum Türk oymağından Kürtlerin içinde o kadar mükemmel  insanlar var ki,  Bunlar hiçbir zaman ırkçılık etmezler. Bunlarla oturup kalkmakla mutlu oluyorum. Ben bir insanın  Türk  veya  Kürt olmakla değil de, insan olmakla mutlu olacağını düşünürüm.  Şaşkınlığım da  bundan dolayıdır. Bir yerde bir insana bir iyilik etmişsem, veya bir iyilik görmüşsem mutlu olurum. İnsanca yaşamanın gereğide bana göre budur.  Burada bana göre devlet babaya bir iş düşüyor.

        Yeni dogan çocuğu nüfusa kayıt  yaptırırken anasının veya babasının beyanı kabul görmelidir. Nüfus cuzdanı da ona göre yazılıp  verilmelidir. Amerikada o kadar insan topluluğu birarada yaşarken,  hiçbir sorun yoktur.  Ben bütün  insanların inandığı gibi yaşamasından yana olduğumu  her zaman söylerim ve savunurum. Fakat benim ülkemde ki bazı akıl fukaralarına Türk kelimesi  neden sıkıntı veriyor bir türlü anlayamadım.  Her ne hikmet ise, bu kelimelerden son derece rahatsız olanlar var. Bunlar kendilerine verilen değeri  bilmiyorlar.  Bunların bazıları T.C. Cumhuriyeti  sayesinde devletin, en kutsal makamlarına  otururlar, daha sonra da cumhuriyet düşmanı, Atatürk düşmanı. Bayrak düşmanı  olur çıkarlar. Kardeşce yaşadığmız bu cennet vatanda bizi bölenlerin ve anarşiye  önderlik edip, destek verenlerin,  inşallah Allah belalarını verir.  Bu günlük  söyleyeceklerim bu  kadar. Sohbet köşemde yeniden buluşmak dileği ile hoşça ve dostça  kalınız, en güzel ve mutluluk dolu günler hep ve hepimizin olsun diyorum.

( Havadan Sudan başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 8.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.