1 Mukaddes Yolculuk.ilahi Aşk Yolu
 
 
Sonsuz,mukaddes bir yolculuğa çıkmışız    
La mekan şehridir,kaf dağıdır menzilimiz
 
Elimizde ilim ve hikmetin sönmeyen meş'alesi
Kalbimizde,Hakkı hakikati gösteren, kur’an pusulası

 
Sadrımızda gizli iman haritası,üstümüzde takva libası
İçimizde kor gibi yanan, ilahi aşkın yalazları

 
Ölümlüler diyarında bengisu arıyoruz,can pahasına
Ta ezelden ''münkesirdir kalbimiz'' Hak’tan başkasına

 
Etrafımıza yağıyor,şeytanın vesvese şarapnelleri
Basiret nurumuzla yanıyor,karanlığın gölge süvarileri

 
Bismillah; açılıyor önümüzde nurani ufuklar
Bismillah; dağılıyor etrafımızda sisli bulutlar

 
Bin bir hile tuzağına rağmen,yeniyoruz iblis ordusunu
Yerle bir ediyoruz tağut’un kahrolası düzenini

 
Yedi başlı ejderhayı öldürüyor,sihirli kılıcımız
Kınında uyumuyor,nefsi öldüren baldıran zehirli hançerimiz

 
Bismillah; açılıyor gözümüzden zulmet perdeleri
Bismillah; açılıyor gönlümüzden nur haleleri

 
Bismillah uzaklaşıyor göğsümüzden nefsin kara levhi
Bismillah uzaklaşıyor kalbimiz den, şehvet ve gadab ın alevi

 
Biz zaman yolcusuyuz,gurbetten öz vatana seferimiz
Cennette cavidanı özlüyor, sonsuzluğa açılan sadrımız

 
Ölümsüz sevgiliye, kadim dosta ölesiye hasretiz
Biz ki gözü yaşlı tuba yolcularıyız,ahrete seferimiz

 
Biz bezm-i elest’te “beli dost” diyenleriz
Biz has bahçeden koparılmış kanayan gülleriz

 
Biz sahn-ı çemende figan eden bülbül-ü nalanlarız
Biz altın kafeste ah vatanım! diye giryan edenleriz

 
Biz lisan-ı hafiyle Hak'kı Hak ile zikredenleriz
Biz gerçek aşkın seline kapılmış,fırtına kuşlarıyız

 
Biz Cenab-ı Hak'kın cezbesiyle sürüklenen sefineleriz
Biz Allah tan başka, kimsesi olmayan garipleriz

 
Biz,derya gönüllü,gül yüzlü hakikat erenleriyiz
Biz Fakr-i fahri sultanının adsız bendeleriyiz

 
Değme yiğitlerin ayakları kaydı bu çetin yolda
Nice serdengeçtilerin başları kesildi bu meydanda

 
Nice başbuğluk taslayanlar boğuldu bu ummanda
Nice deryalar geçtik; hakikat şehrine kavuştuk sonunda

 
Korku ümit kanadımız,Muhammed gerçek adımız
İhlaslıdır imanımız,Haktan alırız bütün gücümüz

 
'Levlake Levlak' sırrına bağlıdır kalbimiz
Biz vahdet ummanına benlikten soyunup girenleriz

 
Biz,mürşidini Hak bilen, himmet erleri,yarenleriz
Biz, şeriat gemisinden inip hakikat denizine dalanlarız

 
Biz eşsiz inciyi can sedefinde bulup çıkaranlarız
Biz sahn ı çemende işret eden, bülbül-ü nalanlarız

 
İhtiyar-ı mevt ile erdik 'mutu kable en temutu' sırrına
Açıldı can gözümüz bir seherde,Habib-i Kibriya hürmetine

 
Nice tufanlar sonunda vardık salimen ol dostun sahiline
Binbir vadiden geçerek vardık,onurla ahiret alemine

 
Tevazu kadehinden içtik tertemiz ''şaraben tahur''u
Dost ile kılarız namazı, tutarız urucu,iftarı sahuru

 
Sekinet indi üstümüze,vekar indi şen gönüllerimize
Bildik İslam’ın aslı arınmakmış,nur yağar üstümüze

 
Gördük Hüdayı La yazeli,inandık ölümsüz sevgiye
Cümle varımızı yüce Rabbimize verdik hediye

 
Biz, Rahmanın kapısında eli bağlı azatsız köleleriz
Biz,mana kılıcıyla can veren, Hakka kurbiyyet kuranlarız

 
Başını Haktan gayriye vermeyen hakikat şehitleriyiz
Rahmanın kokusunu bin yıllık yoldan alan mana erleriyiz

 
Biz iki cihan mülkünü bir nefhaya satan bezirganlarız
Biz zahiren fakir,mana da zengin hakiki defineleriz

 
Biz benlik libasından soyunan,nefsen yaşayan ölüleriz
Biz cümle amelini ümmetin asilerine bağışlayan cömertleriz

 
Hakkın emanetinde olan,şanlı şerefli müflisleriz
Biz Haşri-Neşri bu alemde gören kıyamet şahitleriyiz

 
Biz mahşerin habercisi,görünmez bin atlı süvarileriz
Biz kayıp şehri gönülde bulan,hakiki definecileriz

 
Biz aştık kaf dağını,Zümrüd-ü Anka olup gizlice
Okuduk kainat kitabını satır satır, hece hece

 
Biz tuba ağacının yeryüzüne sarkan meyveleriyiz
Doğruluk sermayemiz,takva azığımız,ihlas hazinemiz

 
Doğruluk otağında,güçlü padişahın katındadır makamımız
Hakikat ummanından eşsiz mana incisini çıkaranlarız

 
Ne yere göğe konmaz ibadetlerimiz,hasene lerimiz
Ne de ruhbanca bitimsiz çilelerimiz var bizim
 
Bizi 'Muhammedi muhabbet' yüceltti seçilmişler katına
Elem ve musibeti cana minnet bildik onun hatırına

 
Bizim cennetimizde meleklerle ilişki yoktur haşa!
Nefsani sıfatlar huri,gılman yok cennetimiz de cinsel temaşa

 
Melekler secde etmiştir Rablerine ademin şahsında
Keza asıl cehennem ateşi, Hak yakınlığını kaybetmektir bizce

 
Biz şehvet, gadap gayyalarına dalmayız sefilcesine
Dedim ya benzemez bizim dinimiz sizin dininize,

 
Bizim dinimiz tevhit dinidir,şaşı bakmayız Rabbimize
Nice cevr ü cefa çekeriz,isyan getirmeyiz kalbimize

 
Bizim dinimiz aşk ile yanmak,Allahla bir ve beraber olmaktır
Beden kabrinden ölmeden önce silkinip mahşere uyanmaktır

 
Yüzümüzü yerin ve semaların Rabbına çevirdik
Tam bir yokluk ve hiçlikle, hakiki kıblemize döndük

 
Müşriklerden değiliz,geçtik şirki hafiden şirki zahiriden
Kul hakkı,yetim hakkı yemeyiz geçtik cümle haramdan

 
Rabbimizle bir olduğumuz an yok olur cümle mevcudat,felek
Giremez araya ne ne mürsel nebi,ne de mukarrep melek

 
Değişmeyiz bir anlık vecdi binlerce yıllık ibadete
Hakikat seccadesinde kılınan bir gönül secdesine

 
Tek korkumuz dalıp ta gaflet ve delalete aniden
Tart olmaktır huzur-u Rabbul Aleminden

 
Tefekkürle silindi gözümüzden,adem ve cümle alem
Mülk,melekut,ceberut deryası Lahut’a döner her dem

 
Bildik onsekizbin alemde,alıp veren gelip giden
Ondan gayri mabut,mevcut yokmuş ezelden

 
Abit, mabut birmiş gayri yokmuş alem de esasen
Bu gerçeği kavra anla,sende geç ikilikten

 
Biz varlık günahından mana guslüyle yıkananlarız
Bildik islam ın aslını, masivadan,siva'dan dahi arınanlarız

 
Bizim secdemiz yalnız ve bir tek Alemlerin Rabbinedir
Namazımız şeksiz şüphesiz; mirac-ı Muhammedidir

 
Dosdoğru kılarız,namazı huşu,huzu'muz Alemlerin Rabbinedir
Orucumuz fani olan her şeyden Hakka,hakikate yücelmektir

 
Zekatımız can emanetini Cenab ı Hakka geri vermektir
Haccımız ölümsüz sevgiliyi,yüce bir gönülde tavaftır

 
Hicretimiz nefsaniyetten rahmaniyetedir
Halvetimiz hakla tenha olmak,celvetimiz Rabbimizledir

 
İsteyerek Rabbimize seve seve gideriz
İrade,kuvvet,kudreti nefsimizde görmeyiz

 
Teslimiyet şanımızdır,'feveylül lil musallileriz'
Taktir-i ilahiye, kayıtsız- şartsız itaat edenleriz

 
Azmedip çalışmadan hidayet beklemeyiz
Resule ittiba etmeden şefaat dilenmeyiz

 
Hayır ve şer Hak'tandır başkasından bilmeyiz
Kimseye tan etmez,kin nefret gütmeyiz

 
Ruhumuz Rabbimizin kudret elinde ezelden
Parolamız “la- şerikele Leke hamden”

 
Sıratı müstakimi bu alemde geçeriz
Şeriat,tarikat hakikati marifeti bir edenleriz

 
Tevhit hançeriyle şerh edildi bizim sinemiz
Çıkarıldı bir bir, tüm günah işleyen damarlarımız

 
Biz katresini ummana salan gayb erenleriyiz
Biz canı canana kurban eden, aziz müminleriz

 
Biz mukaddes vadiye nalınsız varlıksız girenleriz
Biz çile adamıyız bu yüzden şerha şerha yüreğimiz

 
Bu yüzden sığdı gönlümüze yüce Rabbimiz
Hak ile aramızda la perdesini silenleriz

 
Biz minareleri ta arşa doğru uzayan,bir camiyiz
Yüce bir gönül mabedinin kutlu cemaatiyiz
 
 
Biz hakikat şehrine ölmeden önce sefer edenleriz
Biz insanlık onuru için nefs ile cihat eden ruhanileriz
 
 
Biz mukaddesatı hiçbir şeye değişmeyen Melamileriz
Seher vakitlerini Hak'ka naz niyaz ile geçirenleriz
 

Dost nesimiyle ölüm uykusundan silkinip kalkanlarız
Biz kalplere sevgiyi nakşeden hakiki sarraflarız
 
 
Biz Hakkı yansıtan saf gönül ayineleriyiz
Biz ''İsmi Azam'' duasıyla Hakkı anan zikir ehliyiz
 
Biz ehli beyt aşığı,evlad-ı resulün bendeleriyiz
Biz külli şey’in mevcudunda Hakkı görenleriz

 
Biz Üveys'in kokusunu yemen ellerinden alanlarız
Biz Hak yolunda canını canana koşulsuz verenleriz
 
Bilinmek sırrıdır şanımız,
Kenz-i mahfidir can özümüz

 
Ahlakı Muhammediyle yeşeren can gülleriyiz
Biz cümle alemin derdiyle dertlenen gönül fedaileriyiz

 
Ruhları iman kandiliyle tutuşturanlarız
Biz Rahmeti gazabını geçen,Rahmanileriz

 
Biz can gözünü açan emanet sırrına can verenleriz
Biz kulağında elestü çağrısını duyan Rabbanileriz

 
Biz güneşin cezbesiyle dönen mevlevi pervaneleriz
Biz ateşten gömleği eğnine giyen yiğit Nesimileriz

 
Biz Enel- Hakk'ın firaşına düşen Hallacı Mansur’larız
Biz Allah’tan gelip ona dönen fırkayı nacileriz

 
Rehberimiz Hazret-i Kur'andır
Kuranla ikiz olan kamil insandır

 
Biz tevhit okulunda mana okuyan öğrencileriz
Biz aklı,kalbi ruhu ''külli men aleyha fan''da bir edenleriz
 
 
Biz ezelde saçılan ilim aşk ve hikmet nurunu alanlarız
İstidad ceverini,fıtrat ve asaletimizi bozmayanlarız

 
Biz tebdil-i kıyafet gezen padişahın,sadık sefirleriyiz
Rehberimiz Kur'anla ikiz olan,mürşid i kamilin bendeleriyiz

 
Şan,şöhret,mevki makam bilmez en çömezimiz
Biz hakikat sarayında,eşsiz padişaha hizmet edenleriz

 
Asla aman vermeden, nefse levm edenleriz
Biz ateşten gömleği giyen Hallacı Mansur, yiğit Nesimileriz

 
Biz ilahi rıza uğrunda yaşayıp ölmezden önce ölenleriz
Biz ki  ilahi aşkın okuyla vurulmuş,ceylanlarız

 
Bilinmek sırrıdır şanımız,Kenz-i Mahfidir can özümüz
Pak ve temiz olarak Hakka dönmüşüz gönül yüzümüz

 
Biz ki gök kubbede hoş seda bırakan Rabbanileriz
Biz ki meşk ile,sonsuzluğun bestesini yapan neyzenleriz

 
Biz ki yaşayıp zevk etmeden din,imanla övünmeyenleriz
Külli şeyin Hak mevcudun bir gören muvahhitleriz

 
Biz aşk ve tevhit okulunda ilmi ledün tahsil edenleriz
Biz ilahi iradeye teslim olmuş fırkayı nacileriz

 
Biz sılayı rahm eden,Alahtan gelip ona dönen velileriz
Biz tedbili kıyafe gezen padişahın yeryüzü bendeleriyiz

 
Biz kaf dağını aşan ölümsüz Zümrüd ü Anka kuşlarıyız
Biz masallarda sözü edilen kaf dağı yolcusuyuz

 
Yetmiş iki fırkanın dinine tek gözle bakanlarız
Biz sorgu sualini bu alemde Hakka verenleriz

 
Ölümsüz Zümrüdü Anka’dır,can kuşumuz
Bizim yolumuz asandır,yoktur yokuşumuz
 
Biz ki,Allah’tan asla ümit kesmeyenleriz
Biz dostun elinde ruh üflenen sihirli neyleriz

 
Biz rahmet ummanında yol alan sefineleriz
Biz Hak yolunda cihat eden adsız cengaverleriz
 
Ehlullahtır,Hak yolu erleridir, cennette komşumuz
Kimse tanımaz bizi,bu alemde kaybolmuşuz 
 
 
Nihat Gülle
Şair ve yazar
 
( Mukaddes Yolculuk.ilahi Aşk Yolu başlıklı yazı şiirinprensi tarafından 8.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.