Bu günkü yazımızda Türkiye’nin ağır gündemlerinden kurtulup başka bir konudan bahsedeceğiz.
Bu konu ne Cumhurbaşkanlığı seçimi, ne çatı adayı, ne balyoz tutuklularının tahliyesi, nede dünyayı meşgul eden IŞİD ve Irak konusu.
Bu haftaki yazımızın konusu yazı başlığımız olan mutluluğun sırları olacak.
Mutluluğu bazıları kuru soğan ekmekle yakalarken, bazıları şöhretle, makamla, mevkiiyle, yatlarla, katlarla, fabrikalarla, trilyonlarca parayla maalesef bulamıyor. Hâlbuki mutluluğu yakalamanın da bazı sırları olmalıdır. Önemli olan bu sırları keşfedip hayatımıza sokmaktır.
Peki, nedir mutluluk için arayıp da bulamadığımız bu sırlar?
Bu sırları şöyle sıralamak mümkündür.
Alçak gönüllü olmak, kibirli olmamak ve kendini dev aynasında görmemek.
Çünkü kibirli(büyüklenme) davranışlarla yeryüzünde böbürlenerek yürümek hiçbir şeye çare değildir. İnsan kendini beğenmiş bir edayla ne yeri yarabilir, nede boyca dağlara erişebilir.
İnsan kibrine yenilip hep daha fazlasını daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etmemelidir.
Kişi her şeyi halledemeyeceğini ve her şeyin üstesinden gelemeyeceğini iyi bilmelidir. Aksi durumda stresten kurtulamayacağını ve moral değerlerini kaybedeceğini unutmamalıdır.
İnsan çaresizlik tuzağına düşmemelidir. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından bir an bile çıkarmamalıdır. En zor şart ve zamanlarda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılmamalıdır.
Her şeye hâkim olmaya çalışarak hayatı yaşanmaz hale çevirmemelidir. Çünkü her şeye hâkim olan sadece yaratıcıdır.
Büyüklük kompleksine kapılarak, insanları ezerek, bencil davranarak, en yakın arkadaşlarını bile kendinden uzaklaştırmamalıdır.
İyiliği hiçbir karşılık beklemeden yapmalıdır. İyilik yapmak insanları moral yönünden tedavi eden en güzel davranıştır.
İyilik yapma arzunuzu, şarta bağlamayın. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, bunu asla unutmayın.
Tek başına mutlu olunamayacağını bilin. Onun için çevrenin mutluluğu için gerekli her türlü gayreti gösterin. İnsan çevresiyle birlikte mutlu olursa mutluluğun tadına varır.
Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleşin. Nasıl ki doğduğunuza inanıyorsanız, öleceğinize de öyle inanın. Her nefis ölümü tadacaktır gerçeğini kabul edin.
Yaptığınız bütün iyilikleri unutun. Onları anlatarak kıymetsizleştirmeyin.
Kendine yapılan kötülüğün karşılığını hemen vermek yerine, öfkenizin dinmesini bekleyin.
Sizi huzursuz edecek işlerden uzak durun. İhtiraslarınızı törpüleyin.
Sırrınızı birine açarken hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutmayın.
Çıkarcı, bencil olmayın. Yalandan uzak durun. Her konuda Adil davranın. Tebrik etmeyi, teşekkür etmeyi, özür dilemeyi bilin.
Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatlayın. Elindekilere şükrederek kalbi huzurun tadına varın.
En çok sevdiğiniz şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfini çıkarın.
Hayatınızın vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için feda etmeyin.
Muhatabınıza güvenmek istiyorsanız, önce kendiniz güvenilir olun.
Yazdıklarınızın ve yaptıklarınızın peşinizi bırakmayacağını unutmayın. Gücünüzü her zaman insanların yararına kullanın.
Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatınızı esir almasına izin vermeyin.
İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Önyargılarla hayatı kendinize zehir etmeyin. Kalbinizde kin ve nefret yerine, sevgiye yer ayırın.
Bildiklerinizle açıklayamadığınız şeyler, hayatınızın kâbusu olmasın. Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeçin.
Kendinizi her zaman daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna şartlandırmayın.
Anaya-babaya iyi davranmanız gerektiğini asla unutmayın. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öff” bile demeyin. Onları azarlamayın, onlara tatlı ve güzel söz söyleyin. Dualarından mahrum kalmayın. Merhametli olmaktan taviz vermeyin.
Kendinizi sürekli övmekten ve beğenmekten uzak durun. Vazgeçilmez olmadığınızı kabul edin.
Sözünde durmamanın utanç verici olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Heva ve heveslerinizi kendinize ilah edinmeyin. İnanma duygunuzu en kötü şartlarda bile diri tutun.
Karar verirken, vicdanınızın sesini asla duymazlıktan gelmeyin.
Bütün Âlemleri ve sizi yaratan yaratıcınızı asla unutmayın ve daima teşekkür edin.
Göreceksiniz sizleri hayattan bezdiren ve ümitsizliğe, karamsarlığa sevk eden bütün etkenler sizi terk edecektir. Neticede mutlu, umutlu ve huzurlu bir yaşam standardı sizi beklemektedir.
Herkese mutlu, umutlu ve huzurlu bir yaşam dileğiyle.
( Mutluluğun Sırları başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 24.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.