IŞİD(Irak Şam İslâm devleti) adlı terör örgütü Irak’ta öyle bir sürpriz yaptı ki, Türkiye’yle birlikte dünyanın büyük kısmı şaşkına döndü.

Fakat bu sürpriz karşısında ABD,  AB ve İsrail’in şaşırmadığını görüyoruz. Bu güçlerin şaşırmamış olması ve uzun süre sessiz kalması, IŞİD’in arkasında bu güçlerin olduğu konusunda şüphelerimizi bir kat daha artırmıştır.

Geçtiğimiz hafta ortalarından itibaren IŞİD Suriye’den Musul’a, oradan Bağdat’a doğru yıldırım hızıyla Irak topraklarını işgal etmeye başladı. Herkes birbirine bu IŞİD’de nereden çıktı diyerek şaşkınlıklarını gizleyemedi.

IŞİD öncelikle Musul’da Türk konsolosluğunu basarak görevlilerimizi rehin aldı. Ayrıca Irak genelinde birçok tır şoförümüzü de kaçırdı.

Hani bundan birkaç ay önce Türkiye’deki muhalefet IŞİD terör örgütüne hükümet yardım ediyor diye gök kubbeyi inletiyor ve dış dünyaya jurnalliyorlardı.

Peki, Türkiye’den yardım alan ve Türkiye’nin yönlendirdiği iddia edilen bu örgüt nasıl oluyor da hep Türk görevlileri ve vatandaşlarını kaçırıyor.

Burada bir terslik yok mu?

Özellikle muhalefet dış konularla ilgili konuşurken Türkiye’yi uluslararası sıkıntılara sokacak nitelikte sözler söylememesi gerekir.

Eğer Türkiye, süper güçlerin bu güne kadar perde arkasından gerçekleştirdiği operasyonları, gerçekten böyle şok oluşturacak kadar büyük operasyon kabiliyetine ulaştıysa, o zaman Türkiye küresel güç olmaya başlamıştır anlamı çıkar. Bundan da korkmamak ve ulu orta konuşmamak gerekir.

Aslında IŞİD’in bu ilerleyişine şaşırmaya da gerek yok.

Neden mi?

Afganistan’ın Taliban tarafından nasıl ele geçirildiğini bir hatırlayın. Öğrenci(Taliban) kılığındaki silahsız insan kalabalıkları Afganistan’ın doğusundan girip batısından çıktılar. Bu durumu da o gün kimse anlayamamıştı. Nasıl olur da bu silahsız insanlar savaş konusunda tecrübeli Afgan güçleri tarafından engellenemedi. Evet engellenemedi. Bu yetmedi ABD başta olmak üzere emperyalist güçler Taliban üzerinden bir de büyük düşman ürettiler kendilerine.

 Kimdi o düşman?

 El Kaide terör örgütü.

Başında da CIA ajanı Bin Ladin.

Sonra El kaide örgütü bahanesiyle Afganistan işgal edildi, yüz binlerce insan katledildi.

Kısaca Afganistan işgalini hatırlayacak olursak, 11 Eylül 2001’de ABD’de ikiz kulelere düzenlenen terör saldırılarından(terör saldırısı mı hala tartışmalı) birkaç hafta sonra da Taliban hükümetini devirmek bahanesiyle 7 Ekim 2001 tarihinde ABD kendi öncülüğünde bir koalisyon oluşturarak, Afganistan’a girdi ve kısa sürede de başkent Kabil’de Taliban’ı devirivermişti.

İşte şimdi de Suriye’den girip Irak’ın doğusundan çıkan IŞİD militanlarını da engelleyecek bir güç çıkmadı. Sanki köpeksiz köyde değneksiz gezer gibi Bağdat’a doğru gidiyorlar.

Burada bir gariplik yok mu?

 Nerede şu ABD eğitimli, ABD silahlı Irak ordusu ve askerleri. Söyleyelim. Irak ordusu tankını, topunu, hatta kıyafetlerini bırakıp kaçtılar. Böyle ordu mu olur Allah’a aşkına.

 Evet, Irak ordusu 2003’teki ABD işgali sırasında da aynı şekilde topunu tüfeğini, kıyafetlerini bırakarak kaçmıştı.

Tamam.

Tamam ama bu gün burada Irak ordusunun arkasında ABD’nin ve ordusunun olduğunu bilmeyen yok.

 Peki, bu kaçış niye?

Bu kaçış bir senaryonun parçası olmasından kaynaklanıyor.

Kısacası IŞİD oyunu Taliban oyununun benzeridir. Farkı IŞİD militanlarının sadece silahlarının olmasıdır. On bin kişilik bu militan gruba karşı koyamayacak kadar ABD destekli bir Irak ordusu. Yuh demekten başka bir şey gelmiyor insanın içinden.

Burada sanıyorum şunu görmek gerekiyor. Nasıl ki Afganistan işgalinin alt yapısını planlı olarak üretilen Taliban ve El Kaide örgütü oluşturduysa, Irak’da da IŞİD’in meydana getirdiği bu zeminle önümüzdeki günlerde ya da ay ve yıllarda emperyalist güçlerce Ortadoğu işgallerinin alt yapısı oluşturulmaktadır.

Bunun da baş sebeplerinden birisi Türkiye’nin Musul ve Kerkük petrollerine bölgesel Kürt yönetimi vasıtasıyla ulaşması ya da ulaşmaya çalışmasıdır.

ABD ve diğer batılı emperyalist güçlerin hazmedemediği de işte budur. Kısaca Türkiye’nin ABD’den izinsiz Kuzey Irak Kürt yönetimiyle elli yıllık bir petrol anlaşmasının yapılmış olması bu güçleri çılgına çevirmeye yetmiştir.

Bunun üzerine Irak’ın parçalanması pahasına çeşitli senaryolar devreye sokulmuştur. IŞİD işte bu senaryolardan sadece birisidir. Bunun daha tehlikelilerinin de hazırda bekletildiğinden şüpheniz olmasın. Onun için Türkiye’nin çok ama çok dikkatli olması gerekir.

Bu senaryoların finalininin de Allah korusun Türkiye üzerinden gerçekleştirme ihtimallerini aklımızdan çıkarmayalım.

Aslında Türkiye’nin bu türlü tehlikeli senaryolara karşı her zaman senaryolarının olması gerekir. Emperyalist güçlerin Türkiye’yi Ortadoğu’da hiçbir zaman kendi halinde bırakmayacaklarından hareketle çeşitli senaryoları hazır olmalıdır.

 Nasıl ki emperyalist güçler hem dost görünüp hem kuyumuzu kazıyorlarsa, bunlara karşı da Türkiye’nin elli yıllık, yüz yıllık senaryo ve planları ya da yol haritaları olması gerekir. Aksi takdirde bu IŞİD de nerden çıktı diyerek şaşırmaya devam ederiz.

 Düşmana düşmanın silahıyla karşılık verme prensibini hiçbir zaman aklımızdan ve gündemimizden çıkarmamamız gerektiğini bilmeliyiz.

Gönül ister ki bu tip senaryoları Türkiye yazıp sahneye koysun. Ancak o profesyonelliğe ve kapasiteye ulaştığımızı zannetmiyorum. Çünkü gelecek on yılları, yüz yılları içine alacak hedefleri ve planları olmayan ülkelerin böyle büyük işlere pek aklı ermez. Dilerim yanılırım.

( Işid Sürprizi başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 16.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.