"Yağmura taçlanmış bulutlar gibi/
Ölüme nikahlandın baba/en verimli çağında..."




“Burnumda mazot kokusu/


Keşke diyorum/görmedin


Bu zalimliği ve okumadın


Şiir kokan yalnızlığında


Yanık oğlunun içselliğini…”


 


Kavruk mayıs sadeliğinde


Sözleri unutmuş yüzler


Yıllardır kopçalı benliğim


Ve bir devre yaslanmış adım


Senin eserin/parmaklarımda


Yüreğimize çizdiğin resim kaldı


 


Oysa!


Naylon terliklerle koşmuştum


Hasta dediler senin için/


Sarmak için kollarını


Beyaz saçlarında bahar


Terinden tenime geçip


Uyanmak çiy sabaha


Uyanamadın…


 


“Ayaz düşmüş çocukluğum aklımda


Yetim bir çocuğa atılan bakışlara inat”


 


Bu mevsim bitti;


Sen gidince kapılar


Ardına kadar açık


Çiçekler eğik


Sözler süslü


 


Tekrar geleceğinin şenliği evde


Hiç görmediğin torunlar var


Bir gürültü ki sorma


 


Anlatıyoruz/


Resim yüzlü bakışlarını


Onlara…


 


Bakın çocuklar!


Bu adam emeğin sevdası


Umutlarını harcadı yedi çocuğa


Direndi yol başlarında/


Alın terinden kasketi


Ceplerinde gurur


Taşıdı yıllarca


Bu eve…


 


Duvarlar onun kokusu


Boyansa da karaya soluk


Zalim tütünlerde son bulsa nefes


Şimdi mezar taşında


Sevilen bir ölüsün


Ve kalbimizde gömülüsün


Gemileri yakmıyorum artık baba


Dumanı canımı acıtıyor


Yetim kalan tüm çocuklara…





( Gemileri Yakıyorum Baba başlıklı yazı prens tarafından 12.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.