Yüreğimiz kömür karası, geçmez içimizde yarası
Derman mı ki bahsetsek de iki satır arası
Bir gün doğum günü bir gün ölüm günü
Ne yarınlardan kestik umudu
Ne de unuttuk ölümü…
Yere çalsak şu dertleri, kurur mu ki alın teri
Bir emanet sonsuzluğa, bir can borcu yaratana
Başımıza karlar yağsa
Dağlar küsüp, su kurusa
Bir ömür ki törpü törpü
Bir sevda ki içimizde, dilden akar türkü türkü
Çok mu zor ki ey insanlar
Şu dünyada kendin bilmek
Bir hoş seda bırakıp da
Bu alemden çekip gitmek
Yıldızlarla ışıtarak göğü yeri hoşnut etmek
Yaşam kadar ölüm gerçek
Tek teselli son nefeste, mavilerle veda etmek…
Börtü böcek selam dursa, sen kendini bilmiyorsan
Kul hakkını gözetmeyip
Avurt olup şişiyorsan
Onda yokken sen de varsa gözyaşını silmiyorsan
Neme gerek insanlığın
Neme gerek ki varlığın…
Hayır biz de, biz de şerde
Az gitsek de uz gitsek de
Dere tepe düz gitsek de
Ne yaptıysak ömrümüzde, hesap günü aynı yerde
Günah ile sevap ile kapanacak o son perde…
Bu hafta ben çok şey gördüm
Hem ağladım, hem de güldüm
İlmek ilmek sevda ördüm
Gömlek gömlek dert büründüm
Hayat dedik, acı tatlı
Yüreklerde katlı katlı
Acıları bal eyledim
Tatlı tatlı hal söyledim…
Güzel günler gördüysek de
Tükenmeyen o ezalar
Çektiğimiz tüm cezalar
Koca ömürlerden kalan
Var mı ki hep mesut olan
Var diyorsa, billah yalan
İşte geldik gidiyoruz
Niye soygun, neden talan
Bak yine çizmeyi aştın
Şiir olup yoldan şaştın
Bir kerede sus “ÜNALAN”
Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN