Bekle beni diyordun bekle ben geleceğim
Bu kadar mı beklenir Yusuf kuyusu idim
Olmaza olur demem bekle sen bileceğim
Güze yıllar eklenir Yusuf kuyusu idim
Sevilmiyor ayrılık bana kıyan İstanbul
Yetti cana gayrılık onu sayan İstanbul .

Gözlerimden süzülen kaçıncı incilerim
Kendim için üzülen bir/inci sancılarım
Küslük küslük getirip hecelerim darılır
Düşünceler bitirip gecelerim yorulur
İnce sızın içimde yar özümde İstanbul
Narın aynı biçimde sen sözümde İstanbul.

Sahte aşklar nârına bu kadar mı yanılır
Sen gözümün yârına hiç yalan mı banılır
Bendin sayılan ismin damlarken sana kalem 
Nerde bayılan cismin ölürken bana alem
Bin pişmanım diyerek arkamdan gel İstanbul
Gurur boynun eğerek sevgilin bil İstanbul.

Senden önce ölürsem arada bul taşımı
Eğer birde dilersen sevgili sil yaşımı
Bir ağaç dik toprağım sen olursun yanımda
Ağlama can yaprağım dün bulursun canımda
Bir günaha bin ceza çektirdiğin İstanbul
Kaç ayakta kaç c/eza diktirdiğin İstanbul.

Ben beni ne yapayım bir türlü geçemedim 
Senden nere sapayım can terli biçemedim
Ömrümü yak mı dedim izim sürmeyen yare
Meşk eden tokat yedim vuslat ermeyen sare
İnce vurup yıkmayan ister öldür İstanbul
Deryasından bıkmayan ister güldür İstanbul.
( İster Güldür İstanbul başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 5/9/2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.