Yanık terimin kayıp sularında kızıl bakışların
İçimde an kesiği
Dudakta özlem
Tenimde deprem
Dalgaya sevişiyor rüzgâr
Kıpır kıpır yüreğinde yanılgılar
Duvar öpüyorum akıp giden zamana
Yanık ellerimde intizarlı çizgiler
Umut nafakasında insanlar
Gönüllerde keder
Yalan yasaların ekranlarında çirkeflikler
Hangi dağ iletir yankımı!
Hicretin çöllerinde yaşar iken doyumsuz yaratıklar.
Kayıp mezarlarda mağrur yalnızlık
Menekşeler atıyorum Nil’e
Ruhumun şırasını içiyor aç kartallar
Akbaba çığlıkları raks ediyor usumda
Kayıp çığlıkların kanlı ormanlarında bayram
Suskular emziriyor bir kadın gönlünde
Hangi çirkefliği sağar avuçlarım kâinattan!
Riyanın sağdıçlarını kuş sütüyle besler iken hükümdarlar.
Fonda eskimiş bir ezgi
Dalları okşuyor serkeş rüzgâr
Yıkılmış tabuların kentlerinden geçiyorum
Gönlümde aldanışa dair simalar
Al götür uzaklara isyanımı
İstisnaları bir kez bozsun kaideler
Şaşkın yüzümün aurasında kısır ağaçlar
Ne oldu bize, ne oldu inançlarımıza dostlar!
Çoğalıyor hissetmeseniz de ruhumuzdaki fısıltılar.
Selahattin YETGİN