Onu ilk gördüğüm günü hatırlıyorum.Kanımızın deli gibi aktığı günlerdeydi.Okulun bahçesinde tek başına banka oturur öylece bakardı etrafına.Sonra bir hafta boyunca sadece onu izledim.Okulun üçüncü katında ki sınıfımdan sadece onu izlerdim.Onun dışarı çıkmadığı günler benim felaketim olurdu.Bunları sadece bir hafta içinde düşünüp hissetmiştim.Ve onu sınıfın penceresinden izlemek bana hep iyi gelirdi.Şimdi mi? Onunla hala aynı okuldayım bi bakıma tabi. Aynı üniversite farklı bölümler kaderin oyunu işte...

TANIŞMA

Onun kim olduğunu bulmaya karar vermiştim.Cuma günüydü, ben her zaman ki gibi sınıfımın penceresinden onu izliyordum. Çok sonraları arkadaşımın yanımda olduğunu farkettim.Nereye baktığımı merak edip bana sordu.

-Şurda işte oturuyor,bir haftadır onu izliyorum ve hep orda oturuyor,konuşmuyor sadece etrafı izliyor..

-Kimden bahsettiğini biliyorum!

O an hissettiğim heyecanı anlatmam imkansızdı.Allah'ım sanki bütün güzellikler yeryüzüne inmiş gibiydi.Heyecanla arkadaşıma sordum:

-Kim?? Nerden tanıyorsun?? Şaka yapmıyorsun değil mi?

-Hayır Zeynep şaka yapmıyorum. Onu ilkokuldan tanıyorum.

İlkokul dedi değil mi ilkokul !! Aman Allah'ım onun çocukluğunu dair şeyleri biliyor olmalı..

-Adı ne Feyza? Onu ne kadar iyi tanıyorsun_ Bana hakkında ne biliyorsan anlatmalısın.

-Tamam sakin ol Zeynep. Adı Mehmet ve ilkokulda sınıf arkadaşımdı.Onu tanıyorum.Ne istersen anlatabilirim.

Onunla ilgili herşeyi bilmek istiyordum, beni neden bu kadar heyecanlandırdığını bilmiyordum ama onunla ilgili herşeyi duymak istiyordum.Feyza'ya hakkında bildiği herşeyi anlattırdım.Tek sorun onunla bizzat nasıl tanışacağımdı.Böyle şeyleri beceremeyecek kadar utangaç bir kızdım ben ya da sadece bu konularda diyelim.

Bir hafta boyunca onunla tanışmak için planlar kurdum, bunları hayal perdemde oynadım.İçlerinden en iyisini seçtiğimi düşünüp kendimi okulun bahçesine attım.Ve yavaş adımlarla, kendimi sakinleştirmeye çalışmak için aldığım derin nefesleri yineleyerek.Yanına gittim ve banka oturdum.Biraz şaşırdığını bunun için başını bana doğru çevirip tekrar önüne döndüğünü gördüm.Bir kez daha derinden bir nefes alarak konuşmaya başladım:

-Selam ben Zeynep.

Karşılık olarak bir hiç almıştım.Bana gözünün ucuyla bile bakmamıştı.Allah'ım kesinlikle bu plan berbattı.Ama pes etmeyecektim,tekrar söze başladım:

-Konuşmayı pek sevmediğini görebiliyorum ama biri sana selam veriyorsa nezaketen karşılık vermelisin!!

-...

Sessizlik harika!!

-Belki de sağır ve dilsizsindir ha.Yazmamı ister misin?

Elimle başını tutup bana doğru çevirmemek için zor tutuyordum kendimi.Sanırım hayalini kurduğum tanışma bu değildi.Oradan gitmeyi düşünüp ayağa kalkmıştım ki bundan vazgeçip geri oturdum.Ona dönerek şöyle dedim:

-Fıkra anlatmama ne dersin? Belki en azından gülersen sesini duyarım.Ya da sana başımdan geçen komik bir hikayemi anlatayım.Bir keresinde ilkokuldayken okulun bahçesi buz pistine dönmüştü ve ben kendime çok güvendiğim için piste kendimi atıverdim çok gitmeden kendimi yerde buldum.Canım çok yanmıştı ve bütün okula rezil olmuştum ama ayağa kalkıp kendime güldüm.Gülmek her zaman işe yarar.Öyle değil mi?

Bir kelime bile etmedi ama düştüğümü söylediğimde dudağının hafif kıvrıldığını gördüm.Bu da bir başlangıçtı öyle değil mi?

-Seni tanıyorum Mehmet.Nereden geldiğini ve kim olduğunu biliyorum.

Tüm vücuduyla bana döndü ve yüzüme dik dik bakmaya başladı.Aslında bu beni biraz ürkütmüştü ama yüzünü yakından inceleme fırsatını bulunca ne kadar hoş bir yüzünün olduğunu gördüm.Allah'ım hoştanda öteydi o gözleri,burnu,dudakları...

Benim aksime özenle yaratılmıştı yüzü.Sonra bana bakan gözlerine gitti gözlerim..Hayatımda gördüğüm en siyah gözlerdi ve en güzel...

-Benimle konuşacak mısın Mehmet? Adını söylemek bile iyi geliyordu.

+Beni nereden tanıyorsun?

Aman Allah'ım benimle konuştu,sonunda benimle konuştu..

-İlkokul arkadaşın, en yakın arkadaşım dedim yutkunarak.Heyecandan dilim damağım kurumuştu.

+Kim??

-Feyza hatta sınıf arkadaşın.

+Beni tanıdığını söylemiştin.

-Feyza senden bana bahsetti.Birçok şeyi öğrendim senin hakkında.

+Beni tanımıyorsun! Dedi kızgın bir ses tonuyla.

Sonra banktan kalktı ve gitti.Ne olduğunu anlamamıştım.Bir yanım onunla konuştuğu, sesini duyduğu için deli gibi sevinmişti ama bir yanım onu tanımadığımı söyleyerek ne demek istediğini merak ediyordu.

Günler yine eski haline dönmüştü o yine aynı bankta oturuyordu ve ben yine pencereden onu izliyordum aklımda ne demek istediğini düşünüp durarak. Konuşmak için tekrar cesaretimi toplayabilir miydim bilmiyorum.

Bir gün iki gün derken günler geçiyordu ve ben hala onunla konuşmayı istiyordum cesaretimi topladım ve tekrar yanına gittim.Banka oturduğum anda o ayağa kalktı ve gitmek için hamle yaptığında onu kolundan tuttum ve banka geri oturmasını sağladım.

Gözlerimin içine o kapkara gözleriyle bakıyordu belki birazda kızgınlık eklenmişti bakışlarına.

-Seni tanımıyorum ama bunu istiyorum.dedim bir çırpıda.

Yüzüme baktı birşey söylemek ister gibi dudakları kıpırdadı ama sonra sustu.

-Seni tanımalıyım Mehmet bunu biliyorum.

+Bunu nereden bileceksin ki?

-Hissediyorum tam burada -kalbimin üstüne elimi koyarak- hissediyorum.

+Beni tanımanı istemediğimi söylersem ne olacak?

Derin bir nefes aldım ve ona:

-Senin isteyip istemediğin umrumda değil! Bunu ben istiyorum ve ne olursa olsun yapacağım.

+Belki sonra. Dedi ve kalkıp yanımdan hızla uzaklaştı.

Öncekinden daha iyiydi sanırım ama yine aklım karışmıştı.Ne demekti bu tanımak onun hakkında neredeyse herşeyi öğrenmiştim.Dördüncü sınıfta aşık olduğu kıza kadar hemde.

Daha nasıl tanıyabilirdim ki onu.

1.BÖLÜM SONU 

( Bir Yalnızlık Masalı başlıklı yazı besmele tarafından 21.04.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.