Meziyet Degil.
"Oku" ile başlamış, Hirâdan Kutlu Hitap
Kalem tekrardan bîtap; yazmak meziyet değil.
"Şerîk"i yasaklamış Kur-an'ım, Nurlu Kitap
Putlardan edinip Râb, azmak meziyet değil!
İndik ana rahminden; bu dünya "er meydanı"
"Hakem kim, rakibin kim?" Rabbin kim? İyi tanı
Kündelere gelip de sevindirme şeytanı
O Yüce Yaradan'ı, üzmek meziyet değil!
Mü’minin vazifesi, beşeri Hakk’ka dâvet
Zâyi olmaz amelin; zannetme boşa gayret
Varsın "sermâye" densin, "yalan, iftira, gıybet"
Sen dilini âyar et! Bozmak meziyet değil!
Dizginle azgın hırsın dünyevî telaşını
Ye’se düşen kaybeder nefsiyle
savaşını
Bir poyraz esme ile çatma hemen kaşını!
Sabreyle, eğ başını; kızmak meziyet değil!
Akrep ile yelkovan zamanı sürüklerken
Takvimler feryâd ile günü güne eklerken
Azrâil baş ucunda emâneti beklerken
Secdeler "buyur" derken, gezmek meziyet değil!
Hakikat güneş gibi! Kör olsa bulur insan!
Can kafeste kuş gibi! Gün gelir ölür insan!
Kim kalplerin tabîbi? Düşünse bilir insan
Zerrece varsa izan, sezmek meziyet değil!
Daldırmadan sözümü ne zehire, ne kire
Işık tuttum gerçeğe; kabre, Münker, Nekir'e
Hakkı söyledi diye dokunmayın fakire
Nefsimi serdim yere; ezmek meziyet değil.
Mecit AKTÜRK