Sinsi siması usulca ve sessizce yanaştı
Rüya değil bu gerçekten çöktü ağır bir yük
Gözümü kulaklarımda yankılanan seslenişiyle açtım
Allah’ım bu ne ızdırap! Keşke hiç uyumasaydım
Ve
Şimdi uysal bir kedi gibi olacakları bekliyorum
Oysa derin bir uyku halen "açılmamış bir yumak" gibi duruyor gözlerimde...
"Kim bu adam acaba?"
Karnında bir sepet gözlerinde bir çift yumurta
Kendimi yitiyorum kahkalarında.
Vesveseli bekleyişim herhangi bir korkudan değil ama zor saatler bekliyor beni
Başımı erkekçe kaldırıyorum, karnım aç
Bir çorba beni kendime getirecek.
Müsaade ederse tabi
Bu gece yemek yemek bile izine tabi...
İki elimi yumruk yaptım
O da gardımı aldığımın farkında
Kabil mi şimdi uzaklara uçup gitmek
Gidersem peşimi bırakır mı? Yoksa en az benim kadar o da uçar mı?
Deli rüzgarlar bekliyorum sadece benim için esecek
Yahut beni denizin derinliklerine gömecek gümüş pullarla bezenmiş kocaman bir balık
Ben uçmanın veya dalmanın hülyasındayken
İşte yine bana sesleniyor
Sesindeki hiddet kavga çıkaracak gibi
Ama o ne gülümsüyor
Anlaşılan o ki yine oyuncaklarımı almış
Neyse bana dokunmasında
Gün içinde, gece yarısı, bazen sabaha kadar
İçerlerden bir yerden sürekli adımızı çağıran "Ses"
Sırtını o adama dayamış, intikam sevdasında
Sessiz fısıltıları duyuluyor şikayet eden
Gündüzün kedisi şimdi bir aslan sanki
Hain ilan ediyor bizi
Oy çileli başım
Zırhım susmak
Ağlayacağım ağlamasına da, ağlasam biliyorum daha da coşacak
Ne çare ki başka şansım yok.
Teessürle yumuyorum gözlerimi
Eğilmez başım teslimiyetin sabrıyla kuşanmış
Kırk ikindi yağmurları kaynar bir şekilde yağıyor başıma. Kırk saniye,
Kırk dakika, kırk gün mü sürecek? Bilmiyorum
Lakin beni epeyce ıslatacağı belli
İşim hiç kolay değil
Sessizliğini koruyan birisi daha var benimle birlikte
Elini tutup destek almak istiyorum ondan. Kaçırıyor
Nedense o da teslimiyetçi
Acısını içine gömmüş gibi
Tek tesellimiz bu kabusun bu akşamla sınırlı kalması
Esip gürleyip geçsin istiyoruz
Kem gözlerden ırak
Lal edip dilimizi bekliyoruz
İyi sıhhatte olsunlar!
Lütfen Sesli Dinleyin
Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN