-         Yaðmur yaðacak mý dersin Yüksel aðabey?

-         Bilmem, yaðabilir. Yaðmayabilir de. Soðutuyor iþte, kömür azaldý ya.

-         Azaldý deðil mi?

-         Evet.

-         Yaz gelmedi bir türlü. Bugün nisanýn on beþi hâlbuki.

-         Daha dur, yirmi üç nisan da bir soðuk daha yapar, ondan sonra gelir yaz.

-         Özledik yazý.

-         Eee burasý kýþ memleketi. Yaz istiyorsan güneye ineceksin.

-         Keþke ama nerde be aðabey?

-         Tayin iste iþte, Nasrettin Hoca’nýn ya tutarsa hesabý.

-         Oralarda boþ yer yoktur aðabey sanmýyorum. Olsa da bize düþmez sanýrým.

-         Neden düþmesin?

-         Biz o þans nerde be aðabey? Zaten bizde o þans olsa biraz daha sýcak bir yere dek gelirdik.

-         Sýkma canýný, nasibinde varsa nerde olsan seni bulur. Nasibinde yoksa da ne yapsan ulaþamazsýn.

-         Bu durumda boþ yere sýkýntý yapma diyorsun yani.

-         Aynen öyle. Sen ne yaptýn?

-         Neyi aðabey?

-         Þu banka olayýný, dosya masrafýný alacaktýn hani, çektiðin krediler için.

-         Bankaya müracaat ettim aðabey, öyle bir kanun yok dediler. Bu parayý vermemiz mümkün deðil dediler.

-         Nasýl yokmuþ kanun ya. Alan nasýl alýyor cayýr cayýr?

-         Bilmem banka bana öyle dedi.

-         Yalan söylemiþler.

-         Koskoca banka, koskoca þirket yalan söyler mi be aðabey?

-         Asýl þirketler, troller yalan söyler.

-         Nasýl yani?

-         Hani bir söz var ya; ‘çok laf yalansýz, çok mal haramsýz olmaz.’ Diye, iþte onu diyorum. Bir yerde çok para varsa bil ki çok da yalan vardýr. Dünya malýnýn kimyasý böyledir.

-         Doðrudur aðabey.

-         Bir yazý alsaydýn bari.

-         Ne yazýsý?

-         Bankadan diyorum bir yazý alsaydýn parayý veremediklerine dair.

-         Parayý vermedikten sonra yazýyý ne yapacaðým?

-         Yazýyý alýp tüketici hakem kuruluna vereceksin.

-         Tüketici hakem kurulu mu?

-         Evet, tüketici hakem kurulu, hükümet konaðýnda kaymakamlýkta.

-         Onlar ne yapacaklar ki?

-         Eðer alacaðýn para belli bir miktarýn altýndaysa ödemelerine karar verecekler. Deðilse mahkemeye müracaat edeceksin.

-         Ya aðabey ben ömrüm boyunca ne karakol gördüm ne mahkeme. Þimdi bunun için mahkeme kapýlarýnda mý sürüneyim?

-         Öyle deme hakkýný arýyorsun sen. Banka sana lütufta bulunmuyor ki. Senin parandan haksýz yere kestiði parayý sana geri ödüyor. Mahkeme kapýlarýnda filan sürünmene de hiç gerek yok. Bir avukata ver vekâletini elli altmýþ lira verip, avukat uðraþsýn. Tereyaðýndan kýl çeker gibi halleder iþini.

-         Avukat parasý ne olacak peki?

-         Merak etme, iþ mahkemeye intikal ederse avukat masraflarýný karþý taraftan alýyor.

-         Öyle mi?

-         Evet, öyle. Þimdi senin ilk yapman gereken iþ, bankadan parayý veremediklerine dair yazýyý alýp tüketici hakem kuruluna götürmek.

-         Olur, aðabey, bakarým.

-         Bakarým dediðine göre bu iþi askýya býrakacaksýn.

-         Nerden anladýn aðabey?

-         Ben anlarým, neden hakkýn olan parayý almak için uðraþmýyorsun?

-         Bilmem yüzüm tutmuyor sanýrým. Þimdi bankaya gidip yazýyý istemek, ne bileyim..

-         Ah sizin jenerasyon yok mu sizin jenerasyon.

-         Ne var ki bizim jenerasyonda?

-         Sen kaç doðumlusun?

-         1982 doðumluyum.

-         Ýhtilaldan iki sene sonra doðmuþsun yani.

-         Ne ihtilali?

-         12 Eylül diyorum.

-         Ha, seksen darbesini diyorsun.

-         Evet, seksen darbesini. Siz darbeden sonraki jenerasyon olarak hakkýnýzý aramamak üzere programlandýnýz. Sindirildiniz, bastýrýldýnýz, özgüvenden yoksun bir þekilde yetiþtirildiniz. Hakkýný aramak size kötü bir þey olarak öðretildi. Her zaman ve her þartta otoriteye boyun eðmeniz öðretildi. Siyasetle ilgilenmemeniz, memleket meselelerine duyarsýz kalmanýz, yönetime karýþmamanýz öðütlendi. Yazýk yazýk çok yazýk. Aslýnda size deðil memlekete üzülüyorum.

-         Ne yaptýn be aðabey? Hepten gömdün bizi.

-         Haksýz mýyým peki?

-         Haksýzsýn diyemem. Ama bence durumumuz o kadar da kötü deðil be aðabey.

-         Peki, o zaman bana en son itiraz ettiðin, iktidarla, otoriteyle karþý karþýya geldiðin bir durumu söyle.

-         O kadar da deðil be aðabey.

-         O kadar o kadar. Daha ilkokul sýralarýnda sindirilmeye baþladýn. Çünkü koskoca bir memleket kýþlaya çevrilmiþti. Okulda neden askeri düzen sýraya girildiðini zannediyorsun ya da beden eðitimi derslerinde spordan çok neden askeri nizam yürüyüþün öðretildiðini zannediyorsun?

-         Olur, mu aðabey? Her Türk asker doðar.

-         Askerlik bir ölme mesleðidir. Neden ölmeyi doðar doðmaz seçesin ki? Neden her Türk bilim adamý doðmuyor, mimar, mühendis, hukukçu doðmuyor da asker doðuyor hiç düþündün mü? Bence her Türk insan doðar ve insan gibi insanca þartlarda yaþamak ister.

-         Aman aðabey, duymasýnlar bu söylediklerini.

-         Kim duyacak ki? Hem duysalar ne olacak ki? Yanlýþ þeyler mi konuþuyorum, yanlýþ þeyler mi düþünüyorum?

-         Hayýr, yanlýþ deðil ama olur ya belki birinin canýný sýkarsýn.

-         Birçok kiþi benim canýmý sýkýyor ama ben hiçbir þey yapmýyorum. Bence sende bu korkulardan kurtulmalýsýn. Bu kendi kendini sansürleme hastalýðýndan arýnmalýsýn. Birilerinin insafýyla yaþamýyorsun ki, kendi imkânlarýnda kendinle ayaktasýn ve yaþamaktasýn.

-         Aðabey doðru söylüyorsun da doðru söylemekle olmuyor. Konuþulanlarla yaþananlar bir deðil. Teoride doðru söylediklerin ama pratikte öyle mi? Buralarda en kolay harcanan þey insan hayatý maalesef. Tarih bunun örnekleriyle dolu.

-         Peki, o zaman ne yapalým? Hakkýmýzýn yenmesine ses çýkarmayalým mý? Zalime ses çýkarmayalým mý? Kasabýna gülümseyen koyunlarla mý dönelim? Bile bile lades mi olalým?

-         Aðabey tamam, bankaya gideceðim söz. O yazýyý alýp hakem kuruluna da götüreceðim. Muhabbet nerelere geldi ya.

-         Haksýz mýyým?

-         Haksýz deðilsin ama çok tepki verdin bence. Meðerse bu konu da ne doluymuþsun be aðabey?

-         Keþke benim düþündüðüm gibi düþünüp, keþke benim görebildiðim gibi görebilseydin.

-         Nasýl yani?

-         Olmamýz gereken yerde deðiliz, memleketin nice cevherleri bu bahsettiðim konular yüzünden ya yurt dýþýna kaçýyor ya da ziyan olup gidiyor.

-         Beyin göçü diyorsun yani.

-         Evet. Beyin göçü, ahlak göçüðü sen ne dersen artýk, seninde baþýný þiþirdim.

-         Yok, aðabey estaðfurullah. Gidecek misin yoksa?

-         Evet, iþim var biraz.

-         Bir çay daha içseydik.

-         Sað olasýn, Haydi, kendine dikkat et.

-         Tamam, aðabey görüþürüz.

-         Bu banka iþini aksatma bak, dediðim gibi sen bankadan hakkýn olmayan bir parayý istemiyorsun, aksine hakkýný arýyorsun.

-         Tamam aðabey.