“-n’arasın ay abam; o ğün yoğudu”

“-hinci var da n’olcak

elimiz dutar

gözümüz görü(r-i)kene

dişimiz keserkene

bulsak daşı öğüdecek karnımız

aşlıkdan gırılı gederdik de

kimsenin tarlasına dabanına

ağacının dalına,

kelek tarlasına,

şununa bununa

            yan gözüne bi baksak ya

ne ğezer

 

hincikinner gibi

honun şunu var

falanca hunu yemiş

feşmekan höyle keymiş deye

günülesek

garnıdarlık[1] etsek

herifin başının etini yesek ya

ne ğezer

 

ha bizde çocuğuduk

biz de genc-olduk emme,

çoluk-çocuğada garışdık

emmeee

ne çocukluğumuzu bildik

ne genşliğimizin hayrını gördük

genşlik dediysem

çocukluğumu bilemeyon ki

genşliğimin ne hayrını gören

deli-dembek oynayıp durukana

akren o(ğ)lan-gız

verividiler gocaya

ne olduğunu bilemeden

üf demeden daa

çog geşmedi hadi bakalım

herif Seferberliğe[2]

garnım burnumda

o(ğ)lu esgere gedeli beri

gayınbobam eve yere girse ya

ne ğezer

 

 

 

 

nişleyip ne goyosa dağda-daşda

bana bakar-bakar ağlar

ben de kendi derdimi unudur,

            o ağladı deye başların a(ğ)lamaya..

yazzık adamca(ğı)z bi ğün

 

beni annacına aldı da

“-geliiin” dedi

seğirtdim vardım da

            “-ey boba” dedim

deli çocuğun taha yau

“geliiin, gelin deği(l) de has-öz gızım”

anacına dineldim

“-hı” dedim

bek eyi bi adamıdı

sizden eyi olmasın

gızlarından ayırmazdı beni

herif esgere ğedince

ayak ucunda yatırıdı beni

de! adamca(ğı)z

“gaşıyın üsdünde gözün var” dese,

“dıkımı güçcük dut”,

“gak ordan bi gupa su ver”

“abdas(t) ala(yım)n ile(ğe)n getir”

ya da ne bileyin

“hurdan[3] gak da, hora[4] otur” dese ya

ne ğezer..

 

emme gayınnam olcak garı

o yok mu ooo

gaşlarını garartdımıydı

var ya donuz görmüşden beter olu(r)dum

aklım depemden gederdi,

ya öyle, o ğadar gorkuyodum

kendi de zaten adı üsdünde Gara A(y)şa

ay(h)! yere-ğöğe sığdırsa ya bi

hortlayasıca, içime ilidir mi

donuz mezerinde yatasıca

açcık da onun uçu;

gayın bobamın kölgesinden eğsilmezidim

tarlaya nadasa, dağa oduna

sanısın gelini deği güçcük gızıyın,

gızı değil yavıklısıyın,

eme onu aşıtlatdımıydı

ye(r)ller yeyesice Gara Aşa

etmediğini gomazdı

ha ona da galmadı yalan dünne

yanına kâr kalcag sandı ettiği

gı biğün gün-dirlik verilme(z) mi

ne ğezer

de! onu deyceğdim,

            ıramatlık gayınbobam

“-gızımmm!

hinci ben seni güderin desem yalan

ay aydın yol belli,

evelallah genşsin da(h)a

sen bobayın evine ğet,

            gene de atıvımayon,

gene de sen benim evladımsın”

..

“-va(h)! boba o nası laf” dedim emme

içim “cııız” etdi,

“-ı ıh” dediysem dee

düşdük yola

yüzüme bakmadan

o öğnde ben arkada

eletividi bobamgile de

izinin üsdüne dönüvüdü gerisin geriye

ha! şö(y)le galağalmışıyın olduğum yerde

ardından baka-ğaldım

geri dönüp baksa ya bi!

ne ğezer

 

 

hemi de valla hemide billa

bana el evindeymişiyin gibi geli(r)di

ha hurda kaş gün olmuş gedeli

üsdelik bi tek gız evladıyın ya

elimden bi işde gelmezdi da(h)a

çocuğudum ya(hu)! daha dedim ya

gözüm esger yolunda

bi ağların bi ağların, me(ğe)rem

bakar durun ö(y)le gayınbobamgilden yanna

bi(r) habar, bi(r) mekdip, bi(r) selem;

ne ğezer

 

önüşlük “ı-ıh” deyemedim ya

herkeş de, herkeş emme

gayınbobamın etdiği

çok gücüme getdiy ki

eller gibi döğse-çarpsa

kolumu ganadımı eğşese[5]

aklıma gelmezdi

Allah var bobamdan eleriydi ıramatlık,

aklım ileri-ğeri ermeyodu demek

bi habar bi selem olmayınça hele varyana;

içim içime sığmadı

gabillenemedim hani fakıt;

ne demeğ oldu hinci bu..

ne demek

bi namıssızlığım mı oldu

biri bişiy mi dediy ki deye

uykum düne(ği)m gaşdı günnerce

geceler boyu

oyusam; gabiri cennet olasıca

nur içinde yatasıca

gaşını garartsa, iki de sırtıma dayağ atsa da

bi zert[6] gonuşsaydı da

yüzüme garşı “hu” deseydi ya

ne ğezer

 

 

me(ğe)r(i)sem adamca(ğı)z

            o(ğ)lunun “-öldü” habarını

evel-evelden

kimbili(r)  ne fakıt almışımış da!

beni hıyallamasın deye

içine atmışımış yaa

ne bile(yi)n ben,

hinciki ğibi esgerden bi habar mı geliyo,

esgerde ölenin ölüsü mü geliyodu

görmeyince insan yakışdırabiliyo mu

görse bile yakışdıra bili(r) mi anam;

i(n)san; gözlerine bakıp durduğu,

gızgısını, havaslığını,

sevisini, zevdasını,

memninniğini gözünden okudu(ğu)n

dağı deviri sandığın bobayiğit erine

ölümü yakışdırı(r) mı hiş!

ne ğezer..

 

aklıma file bi gelse ya

Allah var gederkene bile

eller gibi hiş ağlamak aklıma gelmedi

sankı gonşu köye hızmata getmiş de!

geli(r)kene bi eşek yükü odun edip

öylene eve gelce(ği)miş gibi

bi getdiy ki; gediş o ğediş,

ağşama gelceğmiş gibi yola bak dur

geli(r) mi yılın yılı beklesen

ne ğezer

 

sonratdan aklıma ğeldi zahır

            esgere ğedenin gelme(ye)ceği

esger anaları,

esger  yavıklılarıyna barabar

herkeşine barabar

            bende ağıd etmeye başladım

 

“hey onbeşli onbeşli

serhet yolları daşlı

onbeşliler gelmedi

yarinin gözü yaşlı

 

ben bi ağlamaya başladım kiyne

günnerce, aylarca

çocuk da zati, marakımdan telef oldu ğetdi

doğsa da; yaşasa filen ha

belki beni bi meşgil ederdi

“yadiger” gordum adını

o(ğ)lan ossun gız ossun

yeter kii ba(h)tıyer ossun derdim

insan isdeme mi emme

ne ğezer

 

bobam ıramatlık

“-gızııım gak” dedi “gak”

“-ölenine ölünmez

iki ğün sonura başıma bi hal gelse

elinden dutan olmaz

deynek de olsa

kölgesi olur üsdüne

gözlerim açık geder töbeler töbossun” deye

gakdı-dutdu birine taha verdi

adamın üş çocuğunun üsdüne

bi çocukda ben oldum

emme fazla yaşamadı

bobam aldı getdi,

sonura da

hinciki çoş(cu)kların bobası herife verdiler

olduk getdik işte

ha!

eyi günümüzde geşmedi deği(l) de

ilkinkinin yadigerinin üsdüne,

dedikleyin yamanın üsdüne yama

olu(r) mu sanısın

ne ğezer

 

dedikleyin üç onun varıdı

üş de benim oldu altı

neliklerinen[7] böyütdüm

nası geldi-ğeşdi sanıyonuz ömrüm

ben bu saşları

değirmen damında mı ağartdım

aş ğaldım,

susuz galdım

kimseciklere “halım şu” deyemedim,

demedim,

demen,

desem;

gardaşlarım kendileri benden de erezil

bobamın da

başka birine daha vermekden

            başka bildiğimi var

elinden ne geli,

anamdan sonura iki ğarı da kendi aldı

dört garıdan dokuz onun varıdı

taygeldilerinen barabar onyedi

gardaşların gardaşları derkene

ohoo “habaynan ürküt, yabaynan say” gari

öğey ana insana hır(lı)[8] soluk solur mu

ben saydım emme

onarda mehremet;

ne ğezer

“benin” deyen sorsun bakalım,

            ben de öğey anaydım

ellerini ıscak sudan

            sovuk suya goydum mu

beniki-onu(n)ku dedim mi

bi ğünden bi ğüne

şikat etmiş miyin

çenizleri ellerinkinden geri mi galmış

zabahlara gadak ettim eyledim

çok şükür – bin şükür

inneden-ipliğe

ne var ne yoğusa elemeğim

hepiciğini böyütdüm everdim Allaha şükür

evelallah tamtekmilidi.. her bi şeyleri

eee “köpek ayağına

            su dökmüş gadar hora geşdi[9] mi”

ne ğezer

 

 

 

 

tö(v)be

töbe estağfir töbe

ha lafın gelişi.. Alla(hı)m günah yazma

geldi geşdi hinci günahlarını almayan

taha hiş biri “önümü alıp[10]” geşmedi

emme eyi,

            emme kötü

hiş birisi de “analık” deye bağrımdan yitmedi,

benikinnere de sa(hi)ap çıkmadılar desem

(y)okarda Allahları var

böyüğü güçcüğü

hiş biri de  “-öğey ana” demediler

ellere bakıyon da

ne öğey evlad,

            ne öğey gardaş

ne ana bir, bobabir has-öz gardaş

can düşmanından eleri

neleri gördük.. neleri..

bi an davası…, neneyen aman get bee

bobaları mefat etdi de

ben “onun-benim” demedim

bana ne deyip kendimikinneri alıp da

elin-günün ettiği gibi

            zengin birine varayın da

“gabı ayrı olanın dadı”

ağanın beyin şeyi farklı olu(r)

ha üş gün sonura unudulu

geder varı..

üş gün de ben keyfime bakayın

elimi ılıdan sovuğa vurmayan

paşa gönümü ırmayan” demedim

(y)okarda Allah var hinci

bundan sonura elin herfine varıp da

çoluk-cocuğun takkasını mı eğecez[11]

aman olca(ğı)nda mı gıı

hu yaşdan sonura

            elin adamına garılık mı edecez

bizden geşdi

geşdi getdi gari değil mi ya

böğüne gadak bi gün yüzü görmedik de

hinciden sonura püsgül daksan ne olcak

“aşan bilir garlı dağın ardını,

çeken bilir dul garının sırrını.”

“yitirdim anasını

neneyen danasını” hesabı

hunca seneden sonura

hugarıyı da delaletden gurtarayın

            deyen çıkar mı

çıkar mı gıı

ne ğezer…








DİPNORLAR

[1] karnıdarlık: çekememezlik, hasetlik, günülemek, kıskançlık

[2] seferberlik: eli silah tutanların topyekün savaşa çağrıldığı zaman (Milli Mücadele yılları) 2 Ağustos 1914 Seferberlik ilanı

[3] hurdan : şurdan şuradan

[4] hora: şura, şuraya, ora, oraya

[5] eğşemek: budamak, kırmak, küt etmek, ağacın neredeyse yaprağı dalı kalmamacasına sıyrılması, ekinler için çiğnenerek yere serilmesi, örselemek, yülemek

[6] zert : sert

[7] nelikler ile: ne zorluklarla, meşakkatli, zahmetli

[8] hır : iyi, adil, insanlık, saygı (hırsız da bunların zıtdı olmalı

[9] hora geçmek : kabulş görmek, takdir edilmek, işe yaramak

[10] önünü alıp geçmek : birinin yürüdüğü istikamete çapraz ondan evvel geçmek

[11] takkesini önüne eğmek: namusuna leke getirmek, utandırmak

( Elifçe başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 8.04.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.