“ulen lebbeyk böcüsü o deği,

dediğin gibi

hekaye doğru da! bak hinci

bizim köye bi çok yünsek mamir gelmiş

dünnenin taaa öteki ucundan

get get get birmez.. taaa Yenişarbademli’den;

adı üsdünde “ormançı”,

 

bu gafayı gasıtmış,

“güçcük dağları ben yaratdım”cı

asdığı-asdık, kesdiği kesdik..

gör bii!

sanki köylük yerde çalı kesmeyen var gibi;

ağaç kesennere veriyyo cezayı

verip-alıp yağdırıyo,

 

harman vahdı milletin canı burnunda,

goya bu mamir ehtiyacı olannara

keresde yazıvıyo

enişdesi ormancı ya;

gari.. peşinden esmeyo[1] Fe(y)zillahların Necatiyi

Necati ne derse o!”

 

“çok yünsek bi mamir filan emme, nassı

burnundan kıl aldırmayoru

zirat boğası ğibi

sarı, şişman, gıravatlıı

saşları arkaya daralı

bi ğasalıyo, bi ğasalıyo kuu

sanısın makaryosun dölü

bi de hanımı var kii

sanısın peygamber gülü

abıla adım atarkana bile besmele çekiyoru

sanısın aklına geldikçe namaz gılıyoru

verip alıp okuyup-üfleyoru

ta öyle, duyduğumuz, gördüğümüz,

bildiğimiz gibi biri deği

maşallah-subanallah; hani Al(i) Ercan dedikleyin

“Dünne gurulalı böyle

Eyiler kötüye düşer”

 

adam kert-kört, şeytan depesine bi endir deyoru

emme garısı ermiş derecede Müslüman

gocasının depesinden kılıcını esirgemeyoru

bi adım gerisinden galmayoru,

üflesen uçacak, mekke yapraa ğibi

narin mi narin, zılla yuka

 

adam avlıya, ahırlara girip bakacak

“tavanlara ağaş döşemişsiniz” deye ceza yazacak

basacak cezayı ya;

“-aman hayatım, bit-pire vardır yaa!

girme lütven Mehmet Bey” deye,

içeri sokdurtmayo onu

kendi asla çamıra çatlağa

tavık bokuna basmayo ağa

elinde mendil, fira burnuna dutuyoru

 

derkene sıra Aladellerin eve geliyoru

her taraf çelen

her taraf ağıl

neyinen yapıldı

tabi dağdan-daşdan kesilen ardıçlardan

 

yetmez gibi Ala Kemal da ev işletçek

kereste e(h)tiyacı var

altı-üsdü iki ğöz evi-damı var

çoluk-çocuk etişmiş

            iki ğün sonura el içine çıkacak

nişan-düğün dedikleyin

o(ğ)lan evercek, gız gelin etçek

“ehtiyaç keresde yazılayın” demiş

kime yarım metiro verilmişde “ı-ıh” demiş

senin ki Necati Ağaya arzetmiş

 

ormancıya göre de

Ala Kemal cezayı bin kere hak etmiş

adam esip-yağıp duru

“bunnar ne bunnar”

sağa bakıyo  ceza, sola bakıyo ceza

adım atıyoru, niza

dert dinneyen kim boba!

 

Ala Kemal

o ara yerde bi böcü görmüş

hemen atlamış

“-aman efendim sakın basmayın”

adam bakmış

“-neyye”

“-olur mu efendim Lebbeyk Böcüsü”

“-o da ne ki” deyyo

            “baya bildiğin pis bir böcek”

“-aman efendim ne deyonuz

dinimizçe en mübarek böcü

            ona küfür de, “pis” demek de

helbet en böyük günah, töbe haşa

ama tabi ameller niyetlere ğöre

siz bilmediğiniz için günah sayılmaz

Allah nafaza,

maazallah çarpılısınız”

 

tabi hanımı hemen atılmış

“-neymiş beyefendi,

bu böceğin mukaddesliği

hamdolsun Allahımmm”

“-hanım abla!

siz daha eyisini bilirsiniz ya

bir kul! ermişlik derecesine gelirse

bu böcü uçalak gelir

o mubarek gula gonarımış”

“-yaaa..?

şükürler olsun Ya Rabbim

Güzel Allahııım”

 

Ala Kemal;

“-o demek ki “Lebbeyk” deyelek

Canab-ı Allah sizi hacca ça(ğı)rıyodur..

tabi siz şeerdesiniz emme

mütemadiyen dağda bayırda

koruda ormanda dolaşıpduru

me(he)ndis beye gonmuşdur

ne de olsa görevini bi-hakkın yapıyo

ormanı goruyoru

helbette Allah indinde bunnar

sevap hanesine yazılıyodur

hatta “lebbeyk” de denilmiştir  belki!

……

mendis bey bu lebbeyk böcüsü

size gondu muydu”

adam gasıtmış, oralı olmamış,

gayat zert

“-konmadı kardeşim”

 

Ala Kemal izbar etmiş

“-belki de siz fark etmemişsinizdir

meendiz bey”

adam başını hayır manasında sallamış

“-konmadı dedik ya

saçmalama kardeşim”

“-efendim belki de hıhm!

ürüyanız da bile gonmuşdur…

gonmuşduurrr”

“-ya da “lebbeyk” deyelek

çağrıldınız da

ömrünüzü tahsılınan geçirdiğinizden

bu gavır okullarında öredilmez ki böyle şeyler,

tabii bilmeyinçe dee

fehmetmemişsinizdir”

“-çağrılmadım kardeşim”

 

 “-efendim bilmediğiniz uçu

gayat normel günahı vöbali yok bunun”

“-bırak kardeşim böyle safsatayı,

işim var gücüm var benim”

“-siz bilirsiniz efendim” demiş Ala Kemal

 

bu sefte de garısı

“-öyle demeyin Mehmet Bey!

belki konmuşdur da

beyefendi amcanın da dediği gibi

bilmediğin için”

adam kestirip atmış

“-yau hanım konmadı

konsa bilmez miyim yau!

Allah Allaahh!!”

 

“-neden sinirleniyorsun hayatım

lütfen Mehmet Bey;

hatırlamaya bilirsin bitanemm,

gayet normaall

beşer-şaşar, hemen reddetme;

lütfen hayatım iyi düşün bakalım

aklına gelecek inşaallah”

 

“-yau hanım git şurdan

konmadı da,

rüyama da girmedi de”

gadın ısrar etmiş

“-peki lebbeyk de denilmedi mi”

adam daha sert

“-yau hanım sus!

denilmedi”

 

kadın boynunu bükmüş nassı yalvarıyo

“-öyle deme hayatım

Allah var sana muhakkak

lebbeyk gelmiştir

ben de eminim beyefendi gibi

bunca fedakarlık ediyorsun”

..

“-Allah indinde bunun

büyük sevabı olmalı değil mi”

 

“-yau hanım!!”

“-hayatım lütfen

iyi düşün

hep kırda-bayırdasın

lebbeyk gelmediyse bile

muhakkak bu lebbeyk böceği

sana konmuştur”

 

“-tamam hanım tamam

iyi biliyorum.. kondu, kondu

çok iyi hatırlıyorum

kondu tamam mı”

 

hanımefendi sevinçle

Ala Kemal’a dönmüş

“-bak beyefendi

eşim hatırladı

konmuş!!!

konmuuşş”

“-essah mı”

“-vallahi bakın hatırladı”

“-valla de”

“-vallahi billahi..

ooohhh!

çok şükür güzel Allahım

kendi elcağzımla hazırlarım seni

bakarsın birlikte

ha hayatım

yıllardır hep demiyor muyum sana

Mehmet Beeyyy”

 

“-abiy bak..

hatırladı birtanem

konmuş..

konmuş”

 

“-abla biz ona aslında bok böcüsü deriz

seninkini bi(r) bok sanmışdır da

ondan gonmuştur.”

………..

 

“-cezadan yırtmış tabi

ulen alt tarafı Allahın çobanı,

cıbırın,

garibenin teki,

ne uğraşırsın fakirinen”

……..

“-gaybetçeği bişiy yok

sırça sarayın varısa bobam

gaybetcek bişiyi olmayan adamdan

patişahımış gibi kendini

gorucan-gollaycan”

 

Devlet Makamı ile ilişkisi olmaz

dağdaki çobanın, askerlikten sonra;

muhtarın cezasından n(e y)apsa kurtulamaz

Allah yardımcısı olsun

çatmışsa ormancıya

dağdaki çobanın gakmış şeyi, ganun

manun tanımaz..



[1] peşinden esmemek / eğsmemek / eğsilmemek : yanından eksiltmemek, devamlı birlikte olmak

( Ala Kemal başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 4/3/2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu