Ülkem değilsin!

Bilindik bir kaplumbağa türküsünde

Sarı begonvil doruklarında/

Yüreğinden yüreğime serenat

Acı soslu limanların arabesk

Eylemlerinde/

 

Sevmenin;

Doruklarında

Sözler tutturulur

Küskün papatya ataçlarına

Yüz biriktirmesin de ne yapsın

Dünyanın külü kor/

Ateşi nemrut…

 

Bu oğullar!

Büyük bir fırtınadan kopup geldi

Gözlerinde heyula heybeleri

Yere düşen düğmenin sesinde

Dağların yaslı kalan türküleri

 

İyi bakın resme;

İliklerinize kadar masum

Ve yüreğiniz soru düzleminde

Hani bir ağıtta şarkı gibi

Çingene telaşlarında

Seyircisin sen de/

Ellerin şişene kadar

Alkışla bu madrabazlığı

Ucunda ölüm yok ya

Ya da tarihe kazınsın

Yalamalık damarın

 

Ütüme bir elbise

İliştir saçlarından

Rüzgâr yeleleri dolsun

İnanç bahtıma…

 

Sümkür kör kuyularına vicdanın

Sana dönüşler olacak bu meydanda

Mansur yağızlı çocuklar

Eli nazik kızlar

Zorla bakışları

Kesilen arzular

 

Sokak ölümleri

Kandan yazılacak şiirler

Muhalif kanat dilinden

 

Sus!

Soru yok

Kaderine razı ol

Nefesini ziftleyecek

Bir sigara var elimizde

 

Tüttür ölümüne öyle yaşa

Fareler de soru sormaz güneşe…

( Sara Rozaya Mektuplar-1 başlıklı yazı prens tarafından 6.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.