TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM
GAZİANTEP GÜNEŞ
GAZETESİ, 31.OCAK.2014
Ahmet AYAZ
Allah’ıma şükürler olsun Türküm ve
Müslümanım. Gaziantep’in Oğuzeli
İlçesindenim. Köküm Barak Türkmenlerinin
Ali İdrisli Oymağındandır. Beni
yazım mensuplarından bir çok kimseler tanırlar. Bizde bir söz var. Bu
söz çokça söylenen bir sözdür. “Yaho adam yorulmak bilmiyor. Sanki bir küffar,
küffar gibi çalışıyor” Bu söz çok
çalışan insanlar için söylenen bir sözdür. Küffarın çalışkanlığı da bu söz ile tasdik ediliyor. “Küffar” Gavur
demek. “Gavur” Dinsiz inançsız anlamına gelir. Aslında bana göre hiçbir kimse
dinsiz değildir. Herkesin inandığı bir kutsal kitabı vardır, bir peygamberi vardır.
Ama biz öyle bir hale gelmişiz ki, kendimiz gibi düşünmeyeni dinsiz, imansız
olarak değerlendiriyoruz. Şimdi burada asıl konuya gelelim diyorum.
1960 yıllarının başında tam yeni yetişen gençlik dönemlerimde Horozoğlu Şapkalarından
sekiz köşeli köylü şapkası alırdım. Kaliteli kumaştan, kaliteli şapkalar dikerdi. Geçen yaz aylarında
levhaları nasılsa gözüme görününce selam
verip içeriye girdim ve bir tane fötür şapka aldım. Bizim kendini bilgin
ve aydın sananlardan bir çoğu “Yaho
Ahmet Bey, bu Fransız icadını başından indirsen iyi olur”. Bir diğeri, “Atatürk
bu şapka modelini ülkemize getirdiğinde,
bunu bir ermeni dikiyordu, çok çok para kazandı. Ben bu şapkayı görünce sıkıntı
alıyorum” gibi nice söz söyleyenleri duydum. Şapka yaz gününde tepenize
yapışmadığı için çok rahat ve serin tutuyor. Bana da rahatlığım gerek. Yaz gelince inşallah aynı şapkayı
giyeceğim. Peki bu şapkayı ermeni dikmiş de para kazanmış diyeceğine, şapka
dikmesini öğrene de siz dikeydiniz. Size bu şapkayı dikmeyin diyenler mi oldu.
Neymiş de bu şapkayı giyenler Fransız’a özenti duyuyormuş. Bu sözler birer
boş lakırtıdan ibarettir.
Saygıdeğer dostlarım, kafalarımızın, dış görünüşü önemli değil, kafalarımızın iç
yapıları önemlidir.
Kuranı
Kerimde “Elhamdülillah Rabbil alemin” Elham Süresi vardır ve dilimizden
düşürmediğimiz bir süredir. Türkçesini de bilmeyen yoktur kanaatindeyim. Yüce
Rabbimiz “Ben alemlerin Allah’ıyım” diye buyurmuştur.
Şimdi size soruyorum, Kullandığımız,
telefon mu, bindiğimiz taksimi, uçak mı,
tren mi, vapur mu, tranvay mı, televizyon mu? Bunların hangisi küffarın icadı
değildir. Bugün Edison ile Şartel
olmasaydı biz mumla mı aydınlanacaktık? Bu fabrikalar nasıl
çalışacaktı? Bana göre biz, bütün insanları sevmeliyiz.
Çünkü tüm insanlar biri birilerinin
icatlarından yararlanıyorlar. Bu dünya da,
hiç kimse, hiç kimsenin düşündüğü gibi düşünmek zorunda değildir.
Kafirin süresi ayet 6 da “Senin dinin sana, onların dini de onlara” diyerek, buyurmuşlardır.
Hiç kimsenin dinini, inancını hiç kimse elinden alamaz. Yukarıda ki saydıklarıma gavur icadı diyenler,
kendilerine güveniyorlarsa, bu gavur icatlarını kullanmasınlar. Alman’ın yaptığı Mercedese binerler, daha
sonrada gavur icadı diyerek kendi kendilerine Müslümanlık süsü verirler. Olmaz
böyle bir şey. Sağlıklı düşünüp sağlıklı yaşayalım diyorum. Birbirimizi giyimi,
kuşamı ve yaşama şekli ile ayıplamayalım. İnanın şunu herkes bilir, fakat hiç kimse
söyleyemez. Eğer küffarın icatları olmasa, biz hala köylerimize eşekle, atla
gelir gider idik. Bunu söylediğimde muhterem zatın birisi, “Keşke küffar
olmayaydı da, biz köylerimize atla
eşekle gideydik” diyor. Kendisine yiğitsen sen o zaman küffarın bu icatlarını
kullanma diyemedim. Bu dostum dilerim aklını başına devşire. Bizim orucumuzu,
namazımızı ve inancımızı hiç kimsenin elimizden alamayacağını bilmemiz gerekir.
Yazımın başında dediğim gibi, yine diyorum. “Ben Türküm ve Müslümanım. Hiçbir
kimse yanlış anlamasın. Yüce Allah ülkemizi de yabancılara muhtaç etmesin”. Bu
günkü sohbet yazıma son vermeden önce, hepinize esenlikler diliyorum. Hoşça ve
dostça kalınız.