“Uğurlar olacak elbet,
Uğurlamalar olmasa…”
Yüzümden tel örgüler geçiyor
Aykırı harfler/zaman sülükleri
Çocukların göbeğine yazıldı
Uğur…/
Ölmek!
Sancılı bir yürüyüş
Kınalı bir çığlığın
Soluksuzluğunda
Dim/dik…
Ardında kanlı bir nefes
Sıcak yürek sancıları
Bir boşluğa sallamak
Tüm içtenlikle/
Geriye kalmadan
Bırakmadan acıları
Ya-da
Pullamak bir mendili
Dilsiz bir dilekçede
İçi dolu kitaplar
Her kışı bahar
Ocağı yaz…
Sözleri parçalandı
Gözlüğü kan/
Hudutlar ihanet
Ağlarını örüyor
Karadullar…
Sürgüsüz bir kapının ardında
Güvercinler/
Halkım;
Yolmayın yaralarınızı
Kabuk bağlasın/
Bırakın özgürlük denen saltanat
Beyaz ve muzaffer alınlarınızda
Dalgalansın/
Sonsuza kadar…
Soygun yılgınlıkların
Tefesinde halkım
Aç gözlerini
Bitmeden
Hürriyet/
Bitsin ihanet…
Kara ayaz Ankara/
Kar altında değil artık
Ar altında…
Yirmi bir/
Yıldır…