Bazen çok hızlı
Bazen hiç geçmeyen
Bazen sürûrla
Bazen de hicranla geçen
Ânı ânını tutmayan...
Habire deveran eden zaman
Bazen lebaleb kalabalıkta yalnız
Bazen dostla
Bazen de yâr ile geçen zaman
Bazen, sıcak bir ülkeye sığındığımız gibi
Kitapların müşfik dolu kucağına sığınıp
Yaşadığımız dünyayla uyum yasalarımızı kaybettiğimiz zaman
Bazen
Gönül evimizin en bilindik bir odasında
Ceberut çıkmazlara girdiğimiz zaman
Bazen
Sessizleşerek
Hislerimizle başbaşa kaldığımız
Kendimizle hesaplaştığımız
Hiçleri ve varları bulduğumuz zaman
Bazen
Bir hayâl ummanında yüreğimizde ki dalgalarla
Boğuştuğumuz zaman
Bazen de öylesine geçen zaman
Bazen, kalbimizin ta içinden geçirdiğimiz
Avuçlarımıza doldurduğumuz duâları
Rüzgâra salıverip
Ötelere gönderdiğimiz zaman
Bazen de göğümüzde ki kuşların
Ötüşlerinde ki sır dolu söyleşiye
Eşlik ettiğimiz
Yaptıkları dansla
Heyecanlandığımız
Kanatlandığımız zaman
Güneşin
Ayın
Yıldızın
Ağacın
Tabiatın
Kâinatın
O(cc)'nu zikredişine
Şahit olduğumuz zaman
Bazen
Hayâli yolculuklara çıktığımız
Hayâli diyarlarda dolaştığımız zaman
Bazen de kıymetini hiç bilmediğimiz
Geriye sarmayan
Ama hep hep geçen zaman
Geçen her lahza da
Sayılı nefeslerin tükendiği
Bizi ölüme yaklaştıran
O(cc)'na götürecek zaman
Doğumla başlayan
Ölümle bitmeyen
Saatlerin göstermekle acizleştiği
Sonların sonunda
Sonu son olmayan, zaman
...
F. Selçuk Soylu
Ekim 2013