SALTANAT MARŞI
--------Aşkla kanatlanan ruh, hayâl ötesi sürgün;
--------Cennet ve cemâlinle güler mi yüzler bir gün?
Zaman çile hapsinde, gece uzun ve ayaz
Ümitler ümitsiz mi, gülümsetmez mi biraz
Kâinat zikre dalmış, işte diriliş anı;
Gökyüzünde yıldızlar, anlatır Yaradan’ı
Evren nizamnamesi, bak bürünmüş yek hâle
Küfrün yıkamadığı O, sarsılmayan kale
Çilesiz fikirlerin, fikirsiz akılların
Ne anlamı olur ki manasız çakılların
Elbet çile olacak, çilesiz insan olmaz
Mâverâdan habersiz, amel defteri dolmaz
Müslümanca yaşayan, ebed kadar payidar
Garba müptelâ olan, zihin bir o kadar dar
Hakikâtin örgüsü; ilim, fikir ve sanat
İslâmla kazanılır o beklenen saltanat
İhlassız ibadetle, cennet zorlu mu zorlu
Kurtulursun varsa aşk, ateşten daha korlu
Heyhat ki heyhat sana! Firavun'un hamanı
At kendini ateşe, yarın azap zamanı
Mâverâ bekler seni, kaçkez kapını vurdu
Ölüm denen sonsuzluk, senli hayâller kurdu
’O’ olsun referansın, etme kimseye minnet
Ahiretle birlikte, şu fani dünyan cennet
Asırlar öncesinde, ulu bir destan vardı
Gönülleri fetheden İslâm tek büyük yârdı
Bir yanda ''Allah Allah'' diyen o muazzez ruh
Diğer yanda küfürle hemhâl o sefih gürûh
Nerede o nefsini bir Allah'a satanlar
Nerede imanıyla aşkına aşk katanlar
Ne hazin bir devir ki, kimlikte müslümanlık
Sanırsın kalpte değil, kahpe dilde insanlık
Batında yokken takva, zahirde dilde iman
Mahşeri toplantıda, hesap sorar Yaratan
Ne yapboz bulmaca bu, ne de piyonlu satranç
Allah'a kul olmak ki, fıtrattan gelen inanç
--------- Hep o ses, aynı nidâ, her ân titretir arşı;
---------''Allah bir, Rasul’ü Hak,'' işte saltanat marşı!
FURKAN SELÇUK SOYLU
Mayıs 2014