Elif, Lâm, Mîm...
 

Zâkir Hakk'kı zikre dalmış; kulda Yaradan'ı gördüm
Gözler mahzûn, selin salmış; halde Yaradan'ı gördüm.

Besmeleyle başlar her iş, ilticâdır her yakarış
"Elif, Lâm, Mîm" diyor derviş; dilde Yaradan'ı gördüm.

Bahçelerde binbir çiçek, besleniyor ölçek ölçek
ipek dokur mahir böcek; dalda Yaradan'ı gördüm.

Ağ örülmüş ten içinde, tüm damarlar kan içinde
Canlar gezer cân içinde; alda Yaradan'ı gördüm.

 

Her bir canlı O'na muhtaç, O'dur onmaz derde ilaç

Vuslat aşık için mîrâç; külde Yaradan'ı gördüm.

Çınar, köknar, hem meşede, pay edilen iaşede
Lâle, sümbül, menekşede; gülde Yaradan'ı gördüm.

Her maşuğun dilinde yâr, aşk oduna olmaz ayar
Mecnûn gezer diyar diyar; çölde Yaradan'ı gördüm.

Talep olmuş kesesine, rızık düşmüş hissesine
Bakıp koca cüssesine; filde Yaradan'ı gördüm.

Bahar geçti, geldim güze, yokuş çıktım, indim düze
Vakıf oldum nice gize; yolda Yaradan'ı gördüm.

Aklı olan etmez inkâr, O'dur Kâinat'a Hünkâr
Nere baksam mühürü var; "Ol"da Yaradan'ı gördüm.

Nere baksam mühürü var; "Ol"da Yaradan'ı gördüm...

 

Mecit Aktürk

( Elif, Lâm, Mîm... başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 3.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.