Nasıl kandıracaksın beni…
Daha önce sert duvarlara çarptım
Vurgunlar yedim…
Aşkı iyi tanırım…
Senin adın aşk mı?
Hadi o zaman! Hodri meydan!
Aklımda senden önce yaşadığım anılarım var benim
Silebilecek misin yüreğimdeki acıları?
Yok edebilecek misin can kırıklarını?
Aydınlatabilecek misin gönlümdeki karanlıkları?
Beynimde bin bir türlü düşünce, geçmişten kalma sesler
Gözümün önünde çeşitli riyakâr yüzler
Albümlerde sararmış resimler
Kafamda mikser, karma karışık…
Eline bir fırça versem boyar mısın geçmişi beyaza?
Ben buyum işte…
Seni seviyorum dedim
Seni özlüyorum, seni istiyorum diye haykırdım
Duymadın!
Adın aşk mı senin?
Beni de böyle sevebilecek misin?
Çok bedel ödedim…
Çamurla yoğrulmuş gibiyim
Kendime sevginin şeklini verip,
Tuğla misali yandım fırında cehennem ateşi ile
Bozulmasın şeklim diye…
Griye boyadım kendimi
Kuralcı ve tutucu olduğum anlaşın istedim
Anla beni, gördüğünden başka bir ben var içimde
Bulup çıkarabilir misin içimden…
Konuştum, anlattım, anlatamadım sana derdimi
Şimdi dilim lal olmuş,
Susuyorum…
Duyabilecek misin ne kadar ağır konuştuğumu?
Artık haykırmayacağım.
Haykırırsam elbet herkes duyar
Sessiz kalacağım.
Anlayabilecek misin ne demek istediğimi?
Bakma ruhumun yaşlı olduğuna, görüntüme de aldanma
Geçen yıllarıma neler sığdırmışım, okuyabilecek misin?
İçimden geçenleri…
Seni ben ne çok sevdim… Ama biz…
Sen ve ben.
Ne sevmeyi ne de vazgeçmeyi beceremedik
Deli gönül al başını git uzaklara diyor
Haber vermeden veda etmeden çek git!
Nereye olursa olsun gizlice git
yeter ki…
Gelebilir misin peşimden?
Sen, aşk uğruna yollara düşmek ne demek bilemezsin!
Onu en iyi ben bilirim…
Çok büyük yürek lazım,
Gidenin ardından koşabilmek için
Dil ile yürek aynı şarkıyı söylemeli...
Haydi söyle!
Vazgeçebilecek misin kendinden?
Kurulu düzeninden,
İtaatkâr alışkanlıklarından vazgeçebilecek misin?
Sevgi fedakârlık ister,
Sevdiğin uğruna kalkıp peşinden gidebilecek misin?
Mustafa KARAAHMETOĞLU
31.08.2013
