SEN KIRMIZI ! gözlerini kan bürümüş Çırıl'çıplak düşlerime söz geçiremeyen Yitik sevdanın rengi gibisin, düş yakamdan. Bahtsızlığımla anlına yazılacak kaderden ben mesul değilim. Şükret Şükret ki, silkelediğin hayatına kaçak olarak girmeyeyim. Pazarlık etmediğin her dakika Ağırlığımca MAVİ'ler giydiririm tenine ''Yetti'' çığlıkları atarım Masum şahitler bulur, ölüme mahkum şiirler yazarım adına
SEN SARI! Ben sana ateşlerde yanmadım Mezar taşları başında adını anmadım Dilek ağaçlarına Sararmış yamalar bağlamadım Kumdan kalelere baş harfini yazmadım Terkedildiğim duvar diplerine Bomboş umutlar bırakmadım Al şimdi parmak uçlarımda ki sarartıyı ki Ağrılı ayrılık şiirleri yazmayayım
SEN LİLA ! Güzelliğinin üstüne örtü al Gözlerden nazar değmesin diline Ben acı ile boğulsam bile İntihara teşebbüs eden günahkâr olmadım Vakitlerin boynunu vuran cellad'a rüşvet diye yalanlar sunmadım Düşlerimi serçelere kırgın gökyüzüne, avlansın diye yollamadım Güzelliğine öpülesi şiirler bıraktım
SEN YEŞİL ! Yağmur yağıyor, toprak kokuyor matemler Kapı gıcırtısı ürkütüyor yaktığım ağıtları Ölüm oruçları yolda Sözlenmişim öfkeyle Sitemim sana Sitemim fısıltıları taşıyan karanlığa Sitemim yüzüme sırnaşan rüzgara Sebepsiz daldığım uzaklara Sitemim onun gözlerine konaklama çabana Parmağı tetikte şiirler yazdım sana
SEN BEYAZ ! Mevsimlere ihram giydiren Beline kırmızı kurdele bağlayan gelin gibisin Yüzüne tebessüm Dudağına kar kokusu sindiren Gözlerine ayaz soğuklar d/okunan henüz sütten kesilmeyen yetim gibisin Uykuya dalarken çocukluğum Rüyalarımı boyadığım tek renksin
Masallardan şiirler yazdım adına