Esas cömertlik, manen dağıtabilmektir. Er kişi benim diyorsan haydi, görelim hünerini. Tabii, anladıysan ne demek istediğimi? Anlamadın anladım. Peki, öyleyse, onu da açıklayayım. Çok basit aslında, gönlünü açacaksın.


Cömert- Cömertlik: 1.Parasını, malını, ilmini esirgemeden veren, dağıtan. 2.Eli açık. 3.Selek.4. Semih.5. Ahi.6. Bonkör.7. İkram sahibi.8. Kerem.9. Verimli.10. Mürüvvet.11. İkramcı.12. Mükrim. 13.Akı.14. Misafirperver.15. Savurgan.16. Civanmert.17. İktisatsız.18. Müsrif.9. Hanedan.20. Konuksever.21. Kârlı.22. Bitek.23. Mümbit.24. Artağanlık.25. Özlü. 26.Artağan.27. Ongun.28. Semereli.29. Feyyaz.30. Ahi.31. Âlicenap.32. Dürüst.33. Muhik.34. Afif.35. Faziletli.36. Halûk.37. Erdemli.38. Mert.39. Yediemin.40. Hilesiz.41. Yiğit.42. Cilasun.43. Alp.44. Kostak.45. Cesur.46. Er.46. Aslan.47. Gaggoş.48.Dadaş.49. Kabadayı.50. Koç.51. Dindar.52. İçten.53. Soylu.54. Yardımsever.55. Sahavet.56. Semahat.57. Himmet.58. Hasenat.59. İyilik.60. Lütuf.61. Medet.62. Kayra.63. İyilikseverlik.64. Hayır.65. Şefaat.66. Bağış.67. Ödü.68. Vakıf.69. Kurtarma.70. Yüce gönüllü.71. Âdem, âdemoğlu.72. Tabiat.73. Şükr, nimete karşı memnunluk göstermek.


İnfak:  1. Azık, geçimlik, rızık verme, besleme.2. Nafaka verme.3. Faydalı, yararlı eşyalar, yiyecekler, içecekler sunma. 4. Faydalı bilgilerle bilgilendirme, dimağlarını besleme.5. Nefes verme, el verme, soluklandırma.6. Peygamber ve veli kulların irşad edici, gönülleri diriltici, can veren cana can katan duaları nefesleri.7. Gözü gönlü tok bir hal ile içtenlikle ikram edebilme yetisi.


v İnfak ile cömertlik arasındaki fark; cömertlikte elin, gönlün açıktır bol bol dağıtırsın, infak ediyor isen, elinde avucunda ve dahi gönlünde bir şey kalmaz, sıfırı tüketmişsindir. Bir de bunların bir üst safhası vardır ki, işte bu herkese tavsiye edilmez ve de ‘nasip’ olmaz. O da şudur, zaten verecek bir şeyin kalmamıştır, hem dünyalık, hem de ahretlik borçlanırsın ve de o borçlandıklarını dağıtırsın. İşte dağılma, darma dağın olma, aklını izanını yitirme vs. ifadeleri tam da bunun karşılığıdır. Yüce gönüllük, Kemalatta pişkinlik gb.


İkram edilenlere minnettarlık duymaktır cömertlik. Ahde vefadır. Kıymet bilirliktir. Kocaman yüreği ile paylaşmaktır. Mutluluğu yakalayabilmektir. Verebildiklerinin kölesi olmadığının aksine, bizatihi tasarruf sahibi olduğunun göstergesidir.


Acılarını da paylaşır insan, acziyetini itiraf eder. Boyun büker tevazu ile. Zayıftır insan çoğu zaman. Zafiyetinin farkında olup nezaketle ikrar edebilmek ancak, erdemli bir kişilikte gösterir kendini. Ben olduğunun farkında olan için tevazu yüceliktir. Acziyet ifadesi, tevazu ile eziklik, kişiliksizlik, dalkavukluk karıştırılmamalıdır bir birinlerine.


Biriktirdiğin, gizlediğin, sakladığın ne kadar hazinen, mücevherin var ise serpeceksin avuç avuç. Mal, mülk dağıtmak kolay a benim canım. Altı üstü giden üç beş dünyalık. Maneviyatını dağıtmak zordur. Yüce gönüllü olmanın asıl anlamı da budur işte. Yırtılacak, çamurdan cesedin. Kalmayacak ona ait tek bir leke ve de kir. Ruhun çıkacak hapsedildiği yerden, dolaşacak fezayı bir uçtan bir ucuna. Mekânlar ve dahi zamanlar gelip diz çökecek senin huzurunda. Dilediğini atayacaksın dilediğin çağlara. Her ne arzu ediyorsa gönlünün paşalığı. Sensin şimdi hükmeden. Zamanlar da mahkûm sana. Toprak bir avuç, ellerinin arasında hükmünü bekler, muhtaç ve mahcup.


Anlatılan o ki, “Bizim Yunus” dolaşırken Anadolu’da, bir başka âşık, boynu bükük Mevlâna Celâleddin’i Rumi ile karşılaşır. Mesnevi’ye de şöyle bir göz gezdirir ve der ki, ‘ Ben olsaydım, bu kadar teferruata girmezdim. Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm, derdim ve yeterli gelirdi.’ Oysa Yunus şunu bilemedi; Yunus, Taptuk’un dergâhından yine hocasının talebiyle ayrılmıştı. Fark şu ki, Mevlâna’dan koparılan Şems’di. Şems’in gidişi Celâleddin’in gönlünü öyle bir yaktı ki, çok uzun bir zaman hiç kimseyle görüşmedi, konuşmadı. Eserlerinin her bir satırına aşkı damladı. Yokluğunda kavuştuğu Şems ile söyleşirken yüreğinde açılan kapıda, bir bir damladı satırlara, akıttığı gözyaşları ile. Ceset ölür, aşk ölmez, âşıklar ölmez.


Hemen belirteyim ki, bu örneklemeler sadece bir sezinleme, sübjektif bir içsellik değildir. Canlı canlı yaşanır. Halisünasyon, nevrotik, psikolojik yahut akıl üstü bir olay mı? Akıl üstü olduğu doğru ancak, sağlıksız bir algılayış olduğu yanlış. O zaman rahatlıkla şunu söyleriz; Peygamberlerin tamamı deliydi. Evliya, ermiş, bilge kişi olarak unvanlandırdığımız kişilerin de akıllı oldukları söylenemez. Hoş, akılla pek fazla işleri olduğu söylenemez, buraya kadar tamam.

 

Akla hükmeden, aklın dizginlerini elinde bulunduran bir güce mi sahip olmak istersiniz? Yoksa, akıl oyunları ile labirent içerisinde kaybolmayı mı? Özgür bir bilinçle tercih sizin demek isterdim ancak, zaten bilinciniz açık ve de özgür ise seçim yapma, tercih diye bir sorununuz da kalmamış demektir. Yok, hâlen kendinizi “ya şundadır ya bunda” diye yol çatağında hissediyorsanız, bu şu demektir ki ne yazık ki henüz kalbiniz ve devamında bilinciniz özgür değil. Üzülmeyin, yol çatağına geldiniz.


Peki, size bir kopya daha; tersten başlayın, gönlünüzü çalana değil, aklınıza hükmedene yönelin. Kazanacaksınız, endişe etmeyin.


Haydi, kalın sağlıcakla.


Şair Yazar Kemal ALKAN

Kaynakça:
1. Türkçe Sözlük- Türk Dil Kurumu YAYINLARI
2- Osmanlıca Türkçe Lügat – Mevlüt KARACA ‘Hisar YAYINEVİ’

3- Kanar Arapça Türkçe Sözlük – Prof. Dr. Mehmet KANAR ‘SaY’
4- Microsoft Word Sözlüğü
5. Öz Türkçe Sözlük- Prof. Dr.Ali Püsküllüoğlu

( Akıl Oyunları başlıklı yazı kemalat tarafından 19.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.