hüzünle, isyanla, acıyla
dün gece kadar ağır hasarlı değildi
hiç biri...
yalanlar,yalanlar
yalanın pembesi, siyah mı olur ?
yalan yılandır, isteyene sor...
bir zerre zerk edildi mi yüreğine,
kalp kasları felç olur
bilirsin de, bilmez misin ?
bir kesik atsak,
zehri hemen emsek
dilimiz de dudağımız da kalmaz mı acı tadı ?
zehrin arkasında kalan kızarıklığı batmaz mı gözümüze ?
sevgimiz şifa şerbeti olur mu?
gözden göze ışınlanan
kelimesiz cümleler
unutulur mu?
yoksa
muş muş muş mu yapılır.
bir kere tedirgin olunca insan
elini nereye koysa, sözünü nereye doğru yollasa bilemiyor.
değil mi?
kendini bilse de ifade edemiyor olabilir mi ?
belki de kelimeler o kadar küçülüyor ki gönül/süzlük/den
seçemiyor
kaybetmemek adına değişim şart diyor
düşününce ne de çocukça geliyor.
seviyor, mutlu, huzursuz
ağlamak istiyor...
hatayı en çokta kendine yapıyor.
tüpsüz dalmak gibi boğuluyor
MH&C