Yüce kitabımız Kuran-ı Kerimi okudukça bize açılıyor. Okudukça yaşam kalitemiz artıyor. Çevremize ve olaylara bakış açımız Kurani oluyor. Olması gereken de bu değil mi? Dünyaya gelen biz kullar; gayret gösteriyor ve yaşam kalitesini arttırmaya çalışıyor. Yaşam kalitemizin artması için çok çalışmamız lazım değil mi? Bu noktada yaşam kalitemizin neye göre arttığını hiç düşündük mü? Biraz açmak istiyorum. Kaliteli yaşam dünyayı kurtarmak mı yoksa dünyanın ötesine taşan kaliteli yaşamın hak ölçüsü mü? Ne kadar kaliteli yaşarsan yaşa sonunda bu misafirhaneyi terk etmeyecek misin? Metre karesi yüksek bir evde, seçkin insanlarla oturmak; son model arçalara binmek; marka giysiler içinde kendini daha kaliteli bir yaşam içinde hissetmek; bunları çoğaltmak mümkün. Kalite anlayışımızın dünyada kaldığı ise malum. Evet, neye göre kaliteli bir yaşam. Dünya insanlarına göre mi yoksa asıl yaratıcın ve sahibin Rabbine göre mi? Bu noktada ben seküler düşünenlerden ayrılıyorum. Dünyada ne kadar çırpınırsan çırpın kaliteli yaşam bu. Asıl kaliteli yaşamın Rabbi tanımaktan geçtiğini düşünüyorum. Rabbini tanıyanın yaşam kalitesi bir anda tavan yapıyor. Mekkeli müşrikler bunun en önemli göstergesi. Rablerini tanımadan önceki hayalarıyla Rablerini tanıdıktan sonraki hayatları müthiş bir şekilde değişiklik arz ediyor. Peki günümüzde bu değişikliği bizlerde kendimizde görebilir miyiz? Evet, diyorsanız. Yaşamanız gereken yaşamınızı Rabbe göre ayarlamalı. Onun sevdiği işleri yapmalı, onun rızasını kazanmaya çalışmalı. Yoksa yaşamınızdaki kalite dünyanın ötesine taşınmaz. Rabbini tanıyan ve onun emri doğrultusunda hareket eden insan, eşref-i mahlukat oluyor. Yaratılmaşların en şereflisi. Onu tanımayan insan da insanlığını dahi terk ediyor ve insan dışı bir varlık oluyor. Rabbini tanıyan insan, kendini tanıyor. Kendini tanıyon insan dünyadaki bulunma gayesini idrak ediyor. Bu idrak sayesinde Rabbisinin razı olduğu işleri yaparak yaşam kalitesini arttırmaya çalışıyor. Dünyada yaşam kalitesi artan bu insan, artık her hareketinde Rabbisinin rızasını umuyor. Onu elde edebilmek için Allah için alıyor, Allah için veriyor, Allah için seviyor, Allah için nefret ediyor. Her anını ona adıyor ve onu razı etmek için çalışıyor. Biliyor ki; o razı olursa kendi de razı olacak ve yaşam kalitesi arttıkça artacak. Onun rızasını gözetinin Rabbi; kulun kulağı oluyor, gözü oluyor ve her an onu iyiye doğruya yöneltiyor. Son nokta; Rabbini bilmek kendini bilmekten geçiyor. Kendini bilen Rabbini biliyor. Rabbini bilen de Rabbinin emri doğrultusunda kaliteli bir yaşam sürüyor. Dünyada sürdüğü bu kaliteli yaşımı cennete kadar taşıyor. Add, Firdevs ve Naim cennetlerini kucaklıyor. Rabbim, Rabbisini tanıyan ve Rabbisinin rızası doğrultusunda kaliteli bir yaşam sürmeyi ve mü'min kulları için hazırladığı cennetlerine girmeyi Rabbini bilen ve kendini bilen kullarına nasip eylesin. AMİN.
( Rabbini Bilmek Ve Kendini Bilmek başlıklı yazı Bayram tarafından 1.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.