Kendi kendimi tutsak etmiş
Duygularımın esiri olmuşum
Ne mutlu özgürüm şimdi, tutsaklık bitti
Tutsaklık bitti, lakin
Yaşasın özgürlük desem de,
Yüreğim öylesine bağlanmış ki,
Mahkumiyetim baki sanki
Ne bekliyordu, ne buldu
Ayrılamadığı sevdasından?
 
Hep onunla olacak,
Göğsünde uyuyacak.
Karanlık gecelerde,
Deli divane aşıklar gibi
El ele dolaşacak sanıyordu!
Ben, beni yenemedim
Sen de, seni aşamadın
Ödün vermedik kahrolası gururumuzdan
Ne yazık ki “biz” olamadık!
 
Yüreğimiz hasretle yandı, zemheride köz oldu
Tek becerebildiğimiz hep vuslat,
Elimizde tek kalan hicran!
Hani gözler yalan söylemezdi?
Göz göze gelemeyişimiz bundan mıydı ?
Sevgimiz hep yalan dolanmış…
Sarılamaksa doyasıya
artık hayalmiş
 
Zemheride, cehennem ateşi gibi yakan tenlerimiz
Ağustos sıcağında bile
Artık ısıtamıyor yüreklerimizi…
 
Bir gülüşün ömre bedel iken,
Sevgimizi görmeyecek kadar mı kör,
İki yabancı gibi  uzak mıydık birbirimize?
 
Hiç düşündün mü biz neydik?
Adresi bilinmeyen ücra bir köşede ki evin,
İçinde hiç bir zaman birlikte olamayacağımız aile mi
Yoksa doğmayacak çocuklarımıza anlatacağımız
Kırk bir aşk hikayesi miydik?
 

Mustafa KARAAHMETOĞLU


( Kırık Bir Aşk Hikayesi başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 7/5/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu