HAZRETİ ÖMER HATTABOĞLU ÖMER-

-BÖLÜM-3

Ey Kureyş Muhammed, putlarımıza dil uzattı 

Bizden önce gelen atalarımızın 

Cehennemde azâb gördüklerini, bizim de oraya gideceğimizi söyledi

Aslında koltuğu sallanıyordu, zül'ümden zevk alıyordular

Dil hecelerde lal olmuş anlamsız konuşan yönünü bilmeyen

Duanın kaynağı kurusa dilde çıkan gönülde merhamet yok eder kurur zihinler

Bilmezle dolar Ukba iman ile dolar bilmezlerdi, bilemezlerdi

 Kulağın iyilik melekleri sağırdı yanlarında

 Susku

Gönüllerde iman, iman kelimelerine heceye oruç, 

harfe oruç tutan imanlı gönüller, iman ile buluşan kelimeler

İmansızlığın tüm harflerini 

Allah için bütün harfini Kurban eden Ömer bin Hattap

Onu öldürmekten başka çare yoktur Onu öldürecek kişiye, 

kızıl deve ve sayısız altın vereceğim dedi gözleri fal taşı patlak,

 dehşet sancısına düşmüş gözlerde yanan ateş yanan Ebu cehil ve yandaşları

Ve kendilerini yakacak olan bu ateşten habersiz İmansızlar

Yanmaz dağ gibi volkan gibi kaynayan kalpleri yaratan 

Rabbimin, onlara sönük verdiği kalplerin

 ve isten kokan kokusu ile kokuşması idi bu konuşma

Gözlerde perde kalmayan

Ve gözlerde perde kalkan iman ile buluşan Ömer bin Hattap

Bir anda Hattâboğlu Ömer’in kalbinden, 
İslâm'a olan istek kayboldu ve yerinden fırlayarak dedi ki:
Bu söze çok hiddetlenen Hz. Ömer kılıcına sarıldı: 

Yoksa sen de mi onlardansın? Önce senin işini bitireyim diyendi

Nuaym bin Abdullah cevap verdi ve dedi ki 

 Sen benimle uğraşacağına, kardeşin Fâtıma ile enişten Saîd’in yanına git

Onlar, çoktan Müslüman oldular Sen önce kendi yakınların ile uğraş

Hayır, onlar Müslüman olamazlar diyendi bir an

Bana inanmazsan, git evlerine, kendilerine sor denildi

Hayatta her şeyi bildiğini sananlar

Olayların tek yüzünü bilenler

Olayların diğer yüzünü bilmeyenler zavallılar

Hayatın, imanın, şölenine doğru giden adımlardı bu adımları

Bilemezlerdi olayın diğer yönünü

Bunun üzerine Hz. Ömer, kardeşini merak edip, 
öfkeyle hemen evlerine gidendi

O sıralarda Taha suresi yeni nazil olmuş, 

Saîd ile kız kardeşi Fâtıma bunu yazdırıp,

 Hz. Habbâb bin Eret adındaki sahabeyi evlerine getirmiş, okuyorlardı huzur ile 

Hattâboğlu Ömer, kapıdan bunların sesini duyandı, 
Kapıyı çok sert çalandı

Onu, kılıcı belinde kızgın görünce, yazıyı saklayıp, Hz. Habbâb’ı gizlediler

Sonra kapıyı açtılar İçeri girince sordu Adaletin timsali

Ne okuyordunuz, Bir şey okumuyorduk denilendi

Hayır, okuyordunuz İşittiğim doğru imiş 
Siz de O’nun sihrine aldanmışsınız diyendi
Bu işi Hattâboğlundan başka yapacak yoktur diyen, 
olayların diğer yönünü bilmeyendi

Haydi Hattâboğlu Görelim seni 
işi senden başka yapabilecek kimse yoktur diye öne sürülendi

Hattâboğlu Ömer, kılıcını kuşanarak yola düşendi

Giderken Nu’aym bin Abdullah’a rastlayandı

Yolda Nuaym bin Abdullah kendisine sordu ki 

Ya Ömer, böyle şiddet ve hiddetle nereye gidiyorsun denilendi

Milletin arasına nifak sokan, kardeşi kardeşe
 düşüren bir kimseyi öldürmeye gidiyorum diyendi

 Ya Ömer, güç bir işe gidiyorsun 
Onun Eshâbı çevresinde pervane gibi dönmektedir
 Ona bir şey olmasın diye titremektedirler 
Onun yanına yaklaşıp, zarar veremezsin denilendi

Hz. Sa’îd’i yakasından tutup, 

yere atandı Kardeşi, efendisini kurtarayım derken, 

onun yüzüne de öfkeli bir tokat indirendi

Yüzünden kan akmaya başladığını görünce, kardeşine acıyandı

Fâtıma’nın canı yanmış, kana boyamış olandı

Fakat iman kuvveti, kendisini harekete getirip, 
Allahü telâya sığınarak dedi ki

 Ya Ömer Niçin Allahtan utanmaz, ayetler ve mucizeler ile 
gönderdiği Peygamberine inanmazsın? 
İşte ben ve zevcim, Müslüman olmakla şereflendik. 
Başımızı kessen de bundan dönmeyiz denilendi

Sonra Kelime-i şehâdeti okudu.
 Hattâboğlu Ömer, kız kardeşinin bu imanı karşısında
 birden yumuşadı ve yere oturdu. Yumuşak sesle dedi ki

Hele şu okuduğunuz kitabı çıkarın diyendi, gözlerinde süzülen iki damla yaş ile

Sen temizlenmedikçe, onu sana vermem denilendi


( Hazreti Ömer Hattaboğlu Ömer- -bölüm-3 başlıklı yazı kul mehmet tarafından 26.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.