/
tabiri caizse
ki çoğu zaman caiz değildir menekşe
topal sancılar
içindeyim dizimde
yağmursuz sızılar
alınmayı bekler oldukları yerinde
kendi uçurumundan akan bir çift göz
nasıl bakıyorsa ela pencerede
özlemişsem oraya sığınmış kaç damla buğunu
havanın bir ısındığını bir soğuduğunu bilen
gündelik iç çekişlerinden masallar anlattığımız
hey gidi günler
den
çoğunu unuttuğumuz sözcüklerden tut da
öyle sevişin yaşamı
abartılması sokak seslerinin
köpeklerin furyası böcekler
çimenlerin sulanması neyse
mayısın gülleri temmuzun sıcağı misalen
annesiz gerçekleşen son doğumu güneşin
yıldızların babasına açtığı kucağı
tabiri caizse çocuk
ki çoğu zaman caiz
değildir kendime
dizimde bir ağrı var alıngan
posta pulu çalınmış gönderildiği yerde
bizzat alınması gereken
önce sen atlamıştın üzerimden ebem kuşağı
sıra bende şimdi biraz eğil
trenleri okşayıp mahkum bulutlar içinde
yarı zamanlı sevilmiş körpe bedeninde
kadınlar
kırmadan susarlar sana
hep üzülmekten bitkin saçlarını topluyorlar
bir sonraki günün sabahına
onlar topluyorlar
ben değil
ler
süzülmeden diyorum söz et bana
al fistanlı dağlar
ve memleket
ve hasret biçen türküler
ve artık tütmeyen sevda ocağı
çoğu zaman dizimde ağlar tabiri rüyanın
senin rüyanın
tabii sen burada değildin ben ölürken
neresinden tutarsan tut kısa kalıyor çöp
öp sessizliğin karanlık gözünden öp
sevilmekten kastım bu değilken gölgeni bıraktım usulca
biraz sağında yemek masasında
nedeni bilinmeyen bir sarı açıyor çiçekler
pusula
hiç seçiyor yaşlanmış ruhum
ve ırgat gülüşler yüzüyor yüzümde
Allah”ın doksandokuz adını anıyorum kaç kere dua
ki çoğu zaman caiz değildir belki
karşısında günahtan duruşum
bilmiyorum
bilmiyorumla başlayan cümlelerim de pusuda
günün uzaması yakın
dilimde sancı var
topal /yakın
şiirlerler yazıyorum biliyorsun işte
/