Nazar değmişti sanki erenlerin bağına,

Kınalı kekliklerim gelmez sümbül dağına,

Hüzünlerim toy kurmuş şehrimin otağına;

Meclislere süzülür esmer yüklü katranlar,

Hani nerde söyleyin eskimeyen cananlar!

 

Türkülerin koynunda şimdi var mersiyeler,

Göklerden şehre girmez nur dolu hediyeler,

Keremler soldu birden, bozuldu hikâyeler;

Avcılar silahıyla vuruyordu ceylanlar,

Hani nerde söyleyin eskimeyen cananlar!

 

Bülbüller raks etmiyor güllerin etrafında,

Âşıklarım yol alır şeytanın tavafında,

Canlarım yer almıyor doğruluğun safında;

Yok oldu birdenbire dillerdeki ummanlar,

Hani nerde söyleyin eskimeyen cananlar!

 

Pervane sevdasıyla yığsa da çareleri,

Tahirlerim zerk etmez tutuşan Zühreleri,

Gönlümüzü sarıyor yangının zerreleri;

Şimdi artık kalplerde oluşurken hüsranlar,

Hani nerde söyleyin eskimeyen cananlar!

 

 

( Eskimeyen Cananlar başlıklı yazı pervane tarafından 14.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.