Suskunluğun çare olduğu, duvarlardan yankılanan sessiz çığlıklar, yeryüzündeki en acıtıcı çaresizliktir aslında. Bütün hislerin körelmiştir, hatta ve hatta ebediyete intikal etmiştir: Yersiz, umutsuz, çözümü olmayan tükenişlere gebedir tüm vicdanın, beynin ve ruhun.


Bakarlar, sadece yargılarcasına bakarlar ama görmezler; gördüklerini sandıkları aslında şeytana satılmış ruhlarının tezahürüdür.


Duyarlar, duydukları, tamamen onların, ses diye bile telaffuz edilemeyen anlamsız, ifade bulmayan iniltileridir.


Sadece kafalarındaki profilde canlandırdıkları, o içi boş resim, bir bakıma sahip olamadıkları  ‘’beyin’’ denen kütledir.


İnsanları kategorize etmek, onlara yapılacak en büyük acımasızlıktır. Yaradan’ ın her birimizi özene bezene yarattığı ve sevgiyle yoğurduğu mayamızın nasıl da nefret denen bir çamurla kaplanabildiğine inanası gelmiyor insanın. Öyle ya, her birimizin harcında sevgi, merhamet, inanç varken nasıl oluyor da özümüzü koruyamıyoruz ve dolayısıyla da bu negatif duygu akımı, inanılmaz bir gafletle nice mazlumun canını yakıyor.


Sebepsiz yere, üç beş kendini bilmez aslında nasıl da etkisi altına almakta hatırı sayılır bir güruhu. Anlık sataşmalar, taciz dolu bakışlar ve kifayetsiz, yerli yersiz ithamlarla nasıl da rahatını kaçırmakta masum insanların.


Bazen nereden estiği belli olmayan o keskin rüzgar bıçak gibi saplanır kalbimize en derinden ve onarılmaz yaralar açar bir daha iyileşmemek üzere.


Anlık bir hamle çok şeye mal olabilir: Gıyabında bencilce, acımasızca vurulan bir darbe o kadar büyük bir yıkıma yol açar ki, bir ömür sürer etkisi, asla doğrulmamak üzere…


Karşılık vermek asla tarzı değildir Allah’ ını bilenin, mürekkep yalamış insanın ve tüm bu yakarışlar uzar gider adeta bir medet umarcasına.


Yaradan’ ın o ulvi gücünden yararlanmak üzere başını tabir- i caizse O’ nun omzuna yaslarsın, tabii ki sel gibi akan göz yaşlarının eşliğinde.


‘’Öğrenecek ne çok şey var hayatta’’ diye sızlanır dururum mütemadiyen; bir yandan da keyfini çıkarırım müzmin bir öğrenci olmanın. Evet, ben daha hiçbir şey bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki; tek bir konuda direnmeyi hep uygun bulmuşumdur: Kaynağını bilemediğim ve asla tükenmeyen o insan sevgim her daim, en umutsuz anımda bile bana hep şunu fısıldar bana:’’Asla ümidini yitirme’’…


 

( Asla Ümidini Yitirme başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 11.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.