"Gün yitirince otoritesini
Yalnızlık ile dolduruldu
Tüm misafir kadehleri
Ve
Şerefine hamimiz çoksesliliğinde
Alın hizasına çektirildi
Misafirlerin
Kadehleri tutan
İtaatkar elleri "

.
.
.

İnan ki çok çabaladım V!

Kırdığında hayli çelimsiz bir Gnu
Korkularımın tunçtan kapısını
Ruhum sur içi meydanında toplaştı
Tüm barbar savaşçıları
Pişmanlıkların

İşkence acımasızlığında kesilince
Aşil tendonlarım
Ancak diz çöktürebildiler
Mağlubiyete söve duran mısralarıma

Recm ettiler sonra
Nefret balgamlı tükürükleriyle şiirlerimi!

Biliyor musun V?

Tam da o an hissettim
Saçlarımı okşayan ellerini
Ve aldım kokusunu
Doğduğum evin bahçesindeki ekmek ayvasının

Sözcüklerim yitik...
Sözcüklerim mağlup...
Sözcüklerim mahzun...

Söylenememiş aşkların yarım kalmış halidir aslında her şiir
Ozon kokusunu alabilmek için erken bir sabah yağmur sonrası
-(ki hala bunu toprak kokusu zannedenler var)
Özgürlüğe kaçıveren
Bir kuşta olabilir pekala açılan pencereden

Ve biliyor musun?

Anason acılığında tadıyorken bu yeni mağlubiyeti;

Yine o köhne taraçada...
Yine bir akşamüstü...
Yine aynı ferforje masada saçmalıyorum bu şiiri...



(Yıldıray Kızıltan)
( Yine Aynı Ferforje Masada Saçmalıyorum... başlıklı yazı Y.KIZILTAN tarafından 2.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.