Her can hilkati üzere anlamlıdır

Sosyal ve siyasal olgular ve nasibe ducar olan vakıalar sünnetullahtır

Kul, kısmeti ve sıratı bulmak için yükümlüdür, düşlemek, tahayyül için hakk-ı nazardır

Sabi kalbin diliyle konuşur, şefkat ve muhabbet nesep ve şartlara göre bahşedilmiş ülvi kanaattir

 

Ruhun muhayyilesi şuurdur

Ve fakat aklın ve iradenin tercihlerinde yapısı gereği suskundur

Kalp bir bakıma akıldır, narı ve süruru fark edebilen ve men basında besleyen ufuktur

Edep, kalbin ve ruhun ziyadesiyle aşina olduğu ve onunla ancak asude bulunduğu itibar-i murattır

 

İnsan celal sıfatından vazgeçemez

Lakin, ruhunu ve gönlünü cehlin asabiyetine tevdi ederek gülemez

Her kim arsız ve pişkinse iman ve vicdan konusunda tedaviye muhtaç bir zandır, düşünmez

Nisa her bakımdan hükümran olmamalı, tahakküm etmeye meyyal hali asla unutulmamalı, tanıdığı hürriyet sürur bahşetmez

 

Adam, ruhu ve kalbinin şiarıyla namdır

Zan ve asabiyeti önceleyip hakkı gasp eden can, ne tuhaf meramdır

İnsan sadece Rabbine kul olursa, irade ve nefesin sahibi olduğunu bilirse, kölelik ruhuna ne müthiş azaptır

Nisa aklı ve hürriyeti, erkek nispetinde bahşedilen vicdandır, edebiyle namdır, nefsi mülahazalar kalbine zarar veren marazdır

 

Mustafa CİLASUN

( Ruh, Kalbin İştiyakı Ve Aklın İrfan Sedasına Ramdır! başlıklı yazı Yazan Adam tarafından 9.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.